Dış güç aramaya gerek var mı?
Tayyip Erdoğan, 2003 yılının Nisan ayında siyasetteki arzusunun başkanlık veya yarı başkanlık sistemi olduğunu belirterek, "Tabii bunun için de ülkedeki tüm kurumların halkla bütünleşerek bir...
Tayyip Erdoğan, 2003 yılının Nisan ayında siyasetteki arzusunun başkanlık veya yarı başkanlık sistemi olduğunu belirterek, "Tabii bunun için de ülkedeki tüm kurumların halkla bütünleşerek bir konsensüsün sağlanması şarttır. Bu konsensüs sağlanmadan bu geçiş de sağlıklı olmaz." demişti.
O uzlaşmayı bugün HDP adıyla temsil edilen partiyle sağlayabilirdi ama ilk seçimde AKP oylarını kaybederdi. Yıllar sonra açılım sürecinden terörle mücadele sürecine geçerek, uzlaşmayı MHP genel başkanı ile yaptı.
Biz o zaman "Turgut Özal, Erdoğan'dan çok daha güçlüydü. Kara para ekonomisiyle sağlanmış da olsa, geçici bir refah düzeyi yakalamıştı. Yürekse, Özal'da da vardı! Devletse, Erdoğan'dan çok iyi tanıyordu. Özel istihbarat servisi bile kurmuştu. Ama yapamadı! Başkanlık sistemine geçemedi. Niçin yapamadı? Bu sorunun cevabını Erdoğan düşünsün" demiştik.
***
Kıvanç Değirmenli, 16 Ekim 2003 tarihli, "Yürüyen koşu bandı üzerinde Cumhurbaşkanlığına yürüyenler" başlıklı yazısında bir uyarıda bulunmuştu:
-Şu sıralarda kamuoyuna pek yansımayan bir oyun var: Cumhurbaşkanı kim olacak ve daha da önemlisi yeni Cumhurbaşkanlığı makamı nasıl yetkilere sahip olacak, bu vesile ile başkanlık sistemine geçiş yapılacak mı?
Deniliyor ki "İşte bu noktada Türkiye'de üç ismin önüne, sizi ileride Cumhurbaşkanı yapalım" yemi atıldı. Birileri bu üç ismi, Türk siyasetinin yürüyen bandı olan 'cumhurbaşkanlığı hayali' üzerinde ayrı ayrı koşturmaya başladı."
(...) Tek sorun şu; üzerinde koşturulmaya başladıkları yürüyen bandın hızının kontrolü onların elinde değil.
Bu oyunun ana kuralını unutmayın; sahnede ve ışıklar sizin üzerinizdeyse, tamamen 'dispensable'sınızdır. Yani; kullanılıp atılmak üzere o sahnedesinizdir."