İktidarın kaybetme korkusu!
Sonuç değişmezdi ama Devlet Bahçeli'nin seçmenin de FETÖ yönünden soruşturulmasına yönelik sözleri elbette bir tehdit olarak algılandı ve özellikle İYİ Partili seçmenler, sabah 8'de büyük...
Sonuç değişmezdi ama Devlet Bahçeli'nin seçmenin de FETÖ yönünden soruşturulmasına yönelik sözleri elbette bir tehdit olarak algılandı ve özellikle İYİ Partili seçmenler, sabah 8'de büyük bir kararlılıkla ilçe seçim kurullarına koştu.
Bence halk, kimin liderliğe, ülkeyi yönetmeye lâyık olduğunu hemen seziyor. Bir tuttuğunu da kolay kolay bırakmıyor. Halk, lider olacak kişiyi gözünden anlıyor.
Burada kimsenin maksadı, bir kişiyi yüceltmek, yükseltmek değildir! Halkın maksadı, adalet terazisi yok edilmiş, sadece yandaşların yüzüne bakılan bir ülke olmaktan çıkarak, hukuk devletine ulaşmaktır!
Evet "kuvvetler ayrılığı" adaletli bir sistemin temelidir ama, geniş kitleler bu kavramların günlük hayata etkisini bilmiyor. Vatandaş, hakkının çiğnendiğini, çocuğunun sınav sorularının çalındığını, hak edenin değil torpilli olanın işe alındığını, devletin bütün imkânlarının yandaşlar için seferber edildiğini, her ihaleden yüzde alındığını ve bu paraların 16 yılda çok büyük rakamlara ulaştığını, bu güce ulaşan bir siyasi kadroyla ancak her türlü riski göze almış cesur bir lider ve cesur insanların baş edebileceğini görüyor ve biliyor.
***
Önceki akşam TV5'te seçmenin tehdit edilmesini tartışmıştık. Bilali Yıldırım'ın "Konuşmadan Olmaz" programında Emin Şirin, Celal Kazdağlı, Mustafa Kurdaş ve ben Bahçeli'nin tehdidinin seçmeni daha da bileyeceği görüşü üzerinde birleşmiştik. Son söz olarak, "Sabah 08.00'de Bahçelievler İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na giderek Meral Akşener için imza vereceğim" demiştim.