Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
Bazıları çevrelerine ümitsizlik aşılıyor. İnsan, kendi hayatından ümidini keserse yaşaması için bir sebep de kalmaz. Devletler veya milletler de böyledir. Hedefleriniz olacak, karşınızda...
Bazıları çevrelerine ümitsizlik aşılıyor. İnsan, kendi hayatından ümidini keserse yaşaması için bir sebep de kalmaz. Devletler veya milletler de böyledir. Hedefleriniz olacak, karşınızda dışarıdan destekli olduğu için çok güçlü görünen yapılar olsa da siz yine millete dayanacaksınız. Veya Atatürk gibi Rauf Denktaş gibi düşüneceksiniz.
Atatürk, Nutuk'ta, yöntemini şöyle açıklamıştı:
"Ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak mecburiyetinde idim."
İşte milletin kültürel kodlarında mevcut bulunan o güce güvenmek gerekir. Büyük yıkım operasyonlarına rağmen hiçbir millet, Türk Milleti'nden daha iyi durumda değildir. Bütün mesele, kişisel çıkarları, milletin çıkarları karşısında bir kenara bırakmaktır. Millet, bunu yapabildiği oranda güçlüdür, aksi halde zayıflamaya başlar.
***
KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'deki AKP iktidarı desteği kestiğinde hatta "AB'ye girmemizi Kıbrıs engelliyor, verelim de girelim" kampanyası başlatıldığında, İstanbul'da gazetecilerle bir toplantı düzenlemiş ve "Biz Kıbrıs'ta 400 yıldır görevliyiz, nöbetteyiz. Kıbrıs Türkiye'nin bağrına saplanan bir hançer olmasın diye... Atatürk'ün 1935'de kurmay subaylara belirttiği gibi Türkiye'nin ikmal yolları kapanmasın diye..." demişti...