Yeni paralel yapı kuruluyor!
Alparslan Türkeş'in başlattığı Türk Dünyası kurultaylarının biri hariç hepsine gazeteci ve delege olarak katılmıştım. İlk sekiz kurultayı devlet finanse etti. Dokuzuncu kurultay, eski...
Alparslan Türkeş'in başlattığı Türk Dünyası kurultaylarının biri hariç hepsine gazeteci ve delege olarak katılmıştım. İlk sekiz kurultayı devlet finanse etti. Dokuzuncu kurultay, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in devreye girmesiyle iş adamı Adnan Polat'ın otelini tahsis etmesi ve birkaç iş adamının desteğiyle yapılabildi. 10'uncu kurultay AKP iktidarının desteğiyle Antalya'ya alındı. Bir kurultay da Azerbaycan'da yapıldı.
2-4 Temmuz 1999 tarihlerinde Denizli'de toplanan 7'nci kurultayın Toplum Yönetimi ve Hukuk Komisyonu'na sunduğum bildirinin ikinci maddesinde şu öneride bulunmuştum:
"Türk Dünyası'nda halen mevcut olan cemaat okullarında İngilizce eğitim-öğretim yapılması, Türk kurultayının ana meselelerinden biri olması gerekirken, bugüne kadar konu üzerinde nedense hiç durulmamıştır. Dilde birlik, İngilizce ile mi sağlanacaktır? Türk halklarının dil hukukunu savunması gereken kurultay, bu konuda tavrını ortaya koymakla kalmamalı, Türk halkından toplanan paralarla kurulduğu söylenen bu okulları devralmak için TÜDEV'i görevlendirmelidir. Türk Dünyası Kurultayı, bu konuyu hukuki mesele yapmalıdır. Bunu yapmayacak da neyi yapacak? TÜDEV, Türk Dünyası'ndaki bu Vatikan destekli misyoner faaliyetini Gaspıralı İsmail çizgisine çekmelidir. İngilizce öğretim yerine Türkçe öğretime geçilmeli, fakat bu okullarda yabancı dil olarak İngilizce de öğretilmelidir."
***
18-20 Eylül 2006'da AKP iktidarı döneminde Antalya'da düzenlenen 10'uncu Türk kurultayına sunduğum bildirinin dördüncü maddesinde aynı konuyu gündeme getirdim:
"Türk Cumhuriyetlerinde kurulan 'cemaat okulları' İngilizce öğretim yaparak, Türk devlet ve toplulukları gençleri arasında ABD ve İngiltere için elit yetiştirme görevini sürdürmektedir. Türk Cumhuriyetlerinde eğitim ve öğretimin İngilizce veya başka dilde yapılması önlenmelidir."
Bu konuşmam sırasında cemaatten olduğunu sonradan öğrendiğim bir kişi, "çok demokratik bir bakış" geliştirdiğimden bahisle kinayeli bir laf attı. Bunun üzerine "CIA'nın ve diğer Batılı ülkelerin istihbarat servislerinin yan kuruluşu olan sözde hükümet dışı yapılanmaların Türkiye'de ve Türk Dünyası'nda cirit atması, oralarda darbe örgütlemesi, demokrasi olarak gösterilemez. Onun için bunlar görüldüğü yerde ezilmeli" diye konuştum.