3 Mayıs 1944: Meş'um gün

Hüseyin Nihal Atsız'ın Başbakan Şükrü Saraçoğlu'na yazdığı iki açık mektup fitili ateşledi. Türkçülere Irkçılık-Turancılık Davası açıldı; hapis cezaları verildi, cezalar Askerî Yargıtay'da bozuldu ve Türkçüler beraat ettiler. (Şaşırdınız değil mi?! "Millî Şef"le birlikte İstiklal Savaşı verdikleri hâkimler, cezaları bozuyor, yeniden görülsün, diyor! Şimdi bunu hayal bile edemiyorsunuz! Daha önceki akşam çıkan kararı tartışamıyoruz bile! Cumhuriyet gazetesinin yazarları, boşu boşuna ceza aldılar. Anayasa Mahkemesi ne yaptı? Varsın yatsınlar, demedi mi?!)

3 Mayıs 1944 milliyetçiler için bir dönüm noktasıdır.

İsmet İnönü, belki hiç istemediği bir hareket yürütmüştür. Sovyetler'in İkinci Dünya Savaşı'nda ABD ile birlikte Hitler Almanyası'na girişi, Doğ Avrupa'yı silme hâkimiyetine alışı, Yunanistan'da komünistlere iç savaş çıkartışı, Bulgaristan'dan başlayıp, Karadeniz'den hat çizerek, Gürcistan ve Ermenistan'a kadar inen kuşatması, İsmet İnönü'yü kara kara düşündürmüştür muhakkak! Sovyetler'in bütün korkusu, kendi içinde yekûn tutan Türklerin kıpırdanmaları idi. İnönü'nün tutuklattıkların hemen hepsi "Turancı" idi ve içlerinde Bolşeviklere karşı savaşmış Ahmet Zeki Velidi Togan gibi bir isim de vardı. Diyeceksiniz ki, koskoca Sovyetler, içimizdeki Turancılardan mı korkacak. Cirimleri ne ki?... Evet korkuyordu. Bunu Özbekistan'da komünizmden sonra Turan Teşkilatı'nı kuran Cihangir Muhammed'den bizzat dinledim. (Bu isimle girerseniz, mülâkatımın tamamını okursunuz.) Gürcistan bize sınır. Sovyet idarecilerinin, Türkiye'ye karşı savaş uçaklarını her an hazır tuttuklarını, eski yöneticiler Tiflis'te, bana bizzat anlattılar!

İnönü, Turancılara karşı tavır koydu da ömrünün sonuna kadar "İttihatçı" ruhunu taşıyan Celal Bayar koymadı mı?! O da 1953'te Türk Milliyetçiler Derneği'ni kapattırdı.

Ali Fuat Başgil, Türk Milliyetçiler Derneği'nin kapatılmasını büyük bir hata görmüş ve "Bu aşırı ve hatalı tedbir [derneğin kapatılması] Demokrat iktidar için ileride ağır sonuçlar doğuracaktır." demiştir. (27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri,  1966). Ama ne zaman görür? 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra! Daha önce "hata"yı yazdığını bir yerde okumadım. Darbeden sonra Başgil'in cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışıldığı sırada, Irkçılık-Turancılık Davası'nın odağındaki isim Nihal Atsız, "Ordinaryus'un Fahiş Yanlışları-Ali Fuat Başgil'e Cevap" broşürünü yayınlayarak "milliyetçilik" üzerine yazdıklarını ağır dille yerdiği gibi, cumhurbaşkanlığı adaylığına da karşı çıkmıştır.

Irkçılık-Turancılık Davası deyince önce Nihal Atsız akla gelir. Atsız hakkında çok kitap yazıldı. Burada ara ara bahsettiğimiz iki kitabı yine hatırlatacağım: Nergishan Tekin, Atsız, Kariyer Yayınları. İçinde belgeler yer alıyor. Ahmet Bican Ercilasun, Atsız, Panama Yayıncılık. Ercilasun, ayrıntılı bir çalışma yapmıştır. (Atsız, Bilge ve Ahmet Bican Hocalarımızın nikâh şahidiydi.)