Atsız-Necip Âsım
Dün, 11 Aralık Atız'ın ölümünün 43. yıl dönümüydü. Bugün, 12 Aralık ise Necip Asım'ın ölümünün 83. yıldönümü.Atsız'ı biliyorsunuz. Çok insan "Necip...
Dün, 11 Aralık Atız'ın ölümünün 43. yıl dönümüydü. Bugün, 12 Aralık ise Necip Asım'ın ölümünün 83. yıldönümü.
Atsız'ı biliyorsunuz. Çok insan "Necip Âsım kim?" diye soracaktır.
Atsız (1904-1975) ve Necip Âsım (Yazıksız) (1861-1935) arasında "Türkçülük" bağı vardır. Atsız ilk gençlik yılarında Necip Âsım'ı muhtemelen tanımıştır. Atsız'ın Necip Âsım'la ilgili bir şey yazıp yazmadığı aklıma gelmiyor.
Necip Âsım'in bir önemli özelliği: 1908'de "Türk" adıyla kurulan ilk dernek olan Türk Derneği'nin kurucuları arasındaydı. Sonra başkanlığını da yaptı.
Bu derneğin maksadını Agâh sırrı Levend özetliyor: "Osmanlı Türkçesi bütün Osmanlılar arasında konuşulan millî bir dil olacak ve bu, dilleri ayrı ama gönülleri ve duyguları bir olan bütün Osmanlıları aynı kutsal amaç etrafında toplayacaktır." (Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, 1972, s. 300) "Garpçı, İslamcı, Osmanlıcı... Her neciyse artık bu gayelere itiraz edebilirler mi? İtiraz ederlerse maksatları başka, denilmez mi?)
Necip Âsım'ın diğer bir özelliği: "İslâmcılar"ın "O bir Yahudi'dir!" diye vura vura öldüremedikleri Léon Cahun'un (İsmin okunuşu Léon Kahön) (1941-1900) La Bannière Bleue (1876) eserini "Gök Sancak" adıyla çevirmiş (1912) ve bu eser çok okunmuştur. (Cahun'un "İslâm" değerlendirmesi tartışmaya açıktır. "İslâmcı" kanat, "müspet"i, "menfi"yi ayırmadan, buldukları açık noktalardan saldırıyorlar; "Türk"ü toptan mahkûm ediyorlar.)