Atsız: Ret ve kabul
11 Aralık Atsız'ın, 12 Aralık Necip Âsım'ın ölüm günüydü. Dün yazdık: 1861 doğumlu Necip Âsım ilk Türkçülerden. 1904 doğumlu Nihal Atsız, Cumhuriyet döneminin en bilinen, en...
11 Aralık Atsız'ın, 12 Aralık Necip Âsım'ın ölüm günüydü. Dün yazdık: 1861 doğumlu Necip Âsım ilk Türkçülerden. 1904 doğumlu Nihal Atsız, Cumhuriyet döneminin en bilinen, en tartışmalı Türkçülerinden.
1944 Irkçılık-Turancılık Davası malûm. Hüseyin Nihal Atsız'ın Başbakan Şükrü Saraçoğlu'na yazdığı iki mektupla başlıyor. Mektuplar Orhun dergisinin 15. ve 16. sayılarında çıkmıştır. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, bu yıl yayınladığı Atsız kitabında (Panama Yayıncılık, 717 s. + Belgeler-Fotoğraflar) "Başvekil Saraçoğlu Şükrü'ye Açık Mektup" üzeninde dururken: "1944 yılında, 'millî şef' döneminde, içinde 'Demek ki devlet bilmeden koynunda yılan besliyor,', Siz bunlara nasıl göz yumuyorsunuz?', 'Niçin bu memlekette istiklali çok görmüş, onu başkalarına köle etmek istemiş olanlara yüksek makamlarda yer veriyorsunuz?' gibi cümleler bulunan bir yazı yazmak büyük cesaretti." der. (s. 68).
Ara konu açacağım: Recep Tayyip Erdoğan, CHP'ye yüklenirken, bugünkü CHP'yi eskinin devamıymış gibi görür ve her fırsatta, M. Kemal Atatürk ve İsmet İnönü dönemlerine yürür. Tabiî "Atatürk" ağıza alınmaz; sözleri onun dönemini de ihsas ettirir. Son tenkidi İnönü'nün ABD bayrağı sallamasıydı. O bayrak meselesi izah edildi. Yalnız, Reis'in, "1944 Irkçılık-Turancılık Davası", İnönü'nün 19 Mayıs 1944 konuşması üzerinde de durması gerekmez miydi? Geçelim.
İsmet İnönü'nün, Almanya-Sovyetler-ABD arasında gidip gelmelerinin cevabı, Atsız'la başlayan 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nın içinde saklıdır.
Bir görüşe göre; 1941-1943 yılları arasındaki dönem, Türkiye'de yoğun bir Alman propagandasının yürütüldüğü ve Pan-Türkçülük faaliyetlerinin iki ülke arasında önemli bir diplomatik konu hâline geldiği bir devre olmuştu. Belirtilmesi gereken diğer önemli nokta da, "Turancılık" faaliyetlerinin, Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından, savaşa katılmama ya da tarafsızlık durumunu korumak için, bir süre diplomatik manevra olarak kullanılmasıdır. (Günay Göksu Özdoğan, Turan'dan Bozkurt'a Tek Parti Dönemi'nde Türkçülük, İstanbul 2001, s. 226).
Sovyetler'in (Stalin'in) güdümündeki Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) Genel Sekreteri ("başkan" diye anlayabilirsiniz.) Dr. Şefik Hüsnü Değmer, İkinci Dünya Savaşı'ndan az önce kabul ettikleri taktik gereğince taraftarlarını iktidar partisine ve Halkevleri'ne sokmaya muvaffak olmuşlar, görüşlerini Yeni Edebiyat dergisinde yayınlamışlardır. Rusya'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında birtakım işgallere giriştiği dönemde İsmet İnönü belki de Türkiye'nin işgal edilmesi endişesiyle Sovyet yanlılarının faaliyetlerine göz yummuş ve bu dönemde komünist faaliyetler başlamıştır. (Zübeyir Bütüner, "3 Mayıs 1944 Olayları Işığında İç-Dış Politikada Siyasî Dengeler", TheJournal of Academic Social Science Studies I, 5/6, 2012, s. 97).