Barzanîciler pek üzgün
Ülkemizdeki "Barzanî Kabilesi" sevdalıları aşağıdaki satırları içe içe okusunlar!İber yarımadasında (şu an İspanya ve Portekiz'in yer aldığı yarımada), elini atsan bir halifeliğe...
Ülkemizdeki "Barzanî Kabilesi" sevdalıları aşağıdaki satırları içe içe okusunlar!İber yarımadasında (şu an İspanya ve Portekiz'in yer aldığı yarımada), elini atsan bir halifeliğe değiyordu. Endülüs Emevî Devleti 756'da kuruluyor ve 1031'de bölünme başlıyor. Endülüs'te III. Abdurrahman, halifeliği tekeline almış, kendisi ve sülalesi dışında kimsenin halife olamayacağını bas bas bağırmış. (Halifecilerimiz ne der acaba?!)İber'de, bir sürü halifelik, bir sürü devletçik kuruluyor (Devletü't-Tevaif). Hristiyanlar güçleniyor ve bu bölünmüşlükten istifade Müslüman beyliklerini, şehirlerini bir bir ham yapıyor; hem de kanlı kanlı, canlı canlı!... (Reconquista'yı bir inceleyin. Karşınıza ne çıkacak?!) Müslümanlarda kabile asabiyeti, zayıflığın başlıca sebebidir. Ümmete giden yolu kabilecilik tıkamıştır. İslâm âlemi küçük hesaplar içinde boğulup gidiyor. İslâmda aşiretçilik incelenmelidir, diye niye yazıp duruyorum?!İbn Haldun yine kendisine rahmet okutturuyor: Kabilecilik, asabiyet, güç birliği, devletlerin var olma, büyüme ve ihtiyarlama (zeval) sebepleri, meliklikler, halifelikler... Hepsini yazmış, yorumlamış... Ve Kur'an'la bağını kurmuş. (Mukaddime'nin en az incelenen yönü de bu bağdır!) Müslümanların neden kaybettiğini Size İbn Haldun anlatıyor!Kabile asabiyeti Endülüs'ü bitirmiştir.Ortadoğu'yu da kabilecilik ve mezhepçilik bitiriyor.Bizdeki illet: Barzanî bir Kürt... Bir kabileden çıkmış, Kürtlerin sözcüsü, lideri olmuş... Eeee?... Öyleyse kabilesine bir devlet kurma hakkını kazanmıştır!Behey adam! Senin kutsadığın Barzanî'in amcası, yine senin kutsadığın padişahlığa başkaldırmış, "Bizi himayenize alın!" diye İngilizlere yalvarmış. Bu mu Müslümanlık!Erbil geçmişte tamamıyla bir Türkmen şehriydi. Türkleri silip süpürdüler... Bir küme insan kaldı. Kerkük de kürüyüp atıyorlar ama biraz tutundular. Musul öyle... Türklerin çıkıp hak iddia etmeleri gerek... Bu devleti Araplarla birlikte yönetmeliyiz, demeliler. Ama ne diyorlar? Ülke bölünmesin! Ümmet meselesi burada bir mana ifade etmiyor mu? Sizin hedefiniz kabilelere ayrılıp ayrı ayrı aşiret devletçikleri kurmak değil; bütün içinde bir parça olmaktır."Yandaş" birileri "Reis"e de kıyamadıkları için, kendilerince Mesud'un yanlışını ortaya döküyor, sonra "Reis"e dönüp: "Aman ha! Asabiyet sapağına girme!... Kürt kardeşlerimizi üzer, uzaklaştırırsın!" Yani "Kerkük... deyip durma!" demeye getiriyorlar.Asıl ümmet, inceleyin tarihi, Türk unsuru etrafında teşekkül etmiştir. Çünkü Türk unsuru "kabile"ye, "kan"a, "ırk"a dayanmıyor; birliğin, gücün, inancın adı... "İslâmcılar", Hz. Peygamber'in ne yaptığını bile bile inkâra kalkışıyorlar, dinden de sapıyorlar. Hz. Peygamber Cahiliye Devri'nin kabileciliğini bitirmiştir. Bütün kabileleri bir güç etrafında toplamıştır. Ümmet böyle teşekkül etmiştir. Türk de, sonraki dönemlerin gücü... Türk'ten daha kuşatıcı bir unsur gösterin bana... Araplar mı kuşatmış?... Farslar mı kuşatmış?... Kim kuşatmış?!Bir de reise akıl veriyorlar: "Türk'ü görmemezlikten gel; birileri üzülmesin!"Aklınıza turp suyu sıkayım sizin, e mi?!