BBP hayır, Destici evet!
Büyük Birlik Partisi kaynıyor. Genel Başkan Mustafa Destici, Saray'a gitti, 90 dakika görüştü ve "hayır"dan "evet"e evriliverdi. "Evetçi" Devlet Bey'in ne beklediğini biliyoruz. Genel başkanlığını uzatabilmek...
Büyük Birlik Partisi kaynıyor. Genel Başkan Mustafa Destici, Saray'a gitti, 90 dakika görüştü ve "hayır"dan "evet"e evriliverdi.
"Evetçi" Devlet Bey'in ne beklediğini biliyoruz. Genel başkanlığını uzatabilmek olağanüstü kongrede alınan kararların hayata geçirilmemesine bağlı. Bu da Saray'ın bir işaretine bakıyor. (Rejimimizin şimdiden nasıl değiştiğinin en bariz örneği MHP'nin vaziyeti. Mahkemelerde karar veril(e)miyor. Ülkemizin içine düşürüldüğü hâllere bakın. İlla daha beteri olsun diye anayasa değiştiriyorlar!)
BBP, madem Saray çemberi içine girecek, partiyi RTE/AKP'ye katsınlar, olsun bitsin!
Huyudur; Devlet Bey, kendi başına karar alır. Hâlbuki BBP öyle mi? Yüksek İstişare Kurulu bile var. Bu kurulun kararı daha önce "Hayır"dı.
Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur'u aradım. Uzun uzun görüştük.
Herhâlde, M. Destici istişare kuruluyla meseleleri tartışmış ve son kararını vermiştir, diye düşünmüştüm. Saray'la istişare etmiş. (Adı üstünde Saray! İstişare edilir mi? Muhtemelen, Saray önüne tercihler koymuş, o da "evet" demiştir.)
Bir parti başkanı önce partisini düşünür. "Cumhurbaşkanlığı" denilerek kamufle edilmek isten "partili başkanlık" rejimi, bahsettiğim gibi, Baas Partisi tipi bir rejim; neresinden baksanız diktatörlük. (Devlet Bey, dünyada yaşayan 6 milyar insanın aklından geçmeyecek bir laf etti: "Türkiye'de diktatör olmaz; diktatör kelimesi Türkçe değil." dedi. "Devlet" adı da Türkçe değil. Beyefendi'nin varlığını yok mu sayalım! Bu konuya sonra döneceğim.)