Bu iş nere varır?
Asıl "Andımız" müttefiklerin arasını açtı. "Af" konusu olsun, "erken emeklilik" meselesi olsun, "Andımız"ın kaldırılması ve Danıştay'ın "devam" kararı kadar tesirli değildir; tâlî...
Asıl "Andımız" müttefiklerin arasını açtı. "Af" konusu olsun, "erken emeklilik" meselesi olsun, "Andımız"ın kaldırılması ve Danıştay'ın "devam" kararı kadar tesirli değildir; tâlî tartışmalardır.
Herkes Devlet Bey+R. T. Erdoğan ittifakının bozulmasını konuşuyor.
Bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum. Hiç ortalıkta görünmeyen, R. T. Erdoğan'ın başbakanlıktan azlettiği Ahmet Davutoğlu birden ortaya çıktı ve iki konuda tivit attı. Biri "Andımız"la alâkalı. R. T. Erdoğan'ın dillendiregeldiği tezini destekliyor:
"Andımız uygulaması, 1930'lu yılların otoriter zihniyetinin bir ürünüdür. Vesayetçi sistem ve zihniyetle yürütülen mücadele çerçevesinde, 2013 yılında pedagojiye aykırı bulunularak kaldırılmıştır. Danıştay yetkisini aşarak yerindelik denetimi yapması, zihniyet ve biçim itibariyle vesayetçi sistemin yansımasıdır. Türkiye'nin çetin mücadeleler sonucunda elde ettiği demokratik kazanımlar hassasiyetle korunmalı, milletimizin enerjisi ayrıştırıcı tartışmalarla harcanmamalıdır."
Ahmet Davutoğlu asıl söylemek istediğini, çekine çekine de olsa, "Andımız"ın ardına sığınarak söylüyor. Bir süredir bahsedilmeyen "kuvvetler ayrılığı"nı vurguluyor. Cesur çıkış. Bu cesaret kendisine gelen şikâyetlerin tahammül sınırını aştığını da gösterir:
"Son dönemde yargı süreçlerinde yaşanan gelişmeler, demokratik hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Devletimiz ve demokrasimiz kritik bir yeniden tanzim sürecinden geçerken devlet adamlarımıza, aydınlarımıza, sivil topluma düşen öncelikli görev, kuvvetler ayrılığının sağlıklı bir şekilde nasıl hayata geçirileceği konusunu önyargılardan uzak ve ortak akıl arayışıyla ele almaktır."