Cevaba cevap!
Hastahane kamuya açık bir alandır ve bütün insanlığı ilgilendirir. Buradaki aksaklıkları, aksaklıklara sebep olanları kamuoyuna duyurmak bir gazetecilik görevidir. Biz bu köşede haksızlıklara karşı...
Hastahane kamuya açık bir alandır ve bütün insanlığı ilgilendirir. Buradaki aksaklıkları, aksaklıklara sebep olanları kamuoyuna duyurmak bir gazetecilik görevidir. Biz bu köşede haksızlıklara karşı defalarca yazı yazdık. Gönderilen açıklamaları tereddütsüz köşemize koyduk. Takip edenler bilirler... En ağır tenkitleri bile yayınladım. Çünkü verilecek cevabım var. Birini incitmek için asla yazmam ama bir haksızlık varsa, ülkenin bütünlüğüne bir kasıt varsa, "Türk"e bir tavır varsa, kanunların müsaade ettiği sınıra kadar kalemimi sivriltirim.
Bu köşede başımızdan geçen bir hâdiseden hareketle hak arama örneği verdim. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı'nın dün yayınlanan cevabını okudunuz. Hasta olan yakınım için kendisinden randevu almıştık. İstesem nüfuzumu kullanabilirdim. Asla buna tevessül etmedim. Kimsenin önüne geçmedik, kimsenin hakkını yemedik. Hekim Bey ne yaptı? Odasında arkadaşıyla sohbet etti. Bekleyenlere mazeret belirtmedi. Bir saatten fazla gecikti. Biz bu gecikmeyi hiçbir kızgınlık göstermeden, sadece serzenişle hatırlattık. Bunun üzerine "Muayene etmeyeceğim!" dedi! Akıl almaz bir durum. Biz de şikâyet ettik ve ayrıca bu köşede, bildiğiniz gibi, haksızlığı yazdık. Fakülte, soruşturma için, Hekim Bey'in bir arkadaşını görevlendirdi. Disiplin cezasına gerek yokmuş! Sekreteri olduğu belirtilen bir hanım, soruşturmada gerçek dışı ifade vermiş. Hak aramanın hangi noktaya geldiğini okuyucuya bildirmek için tekrar yazdım. Yazıda o hanım için "Necisin? Hekim'in anası mısın bacısı mısın ki gerçek dışı konuşuyorsun!" demeye gelen söz ettik. Hekim Bey, alakası olmadığı hâlde, bu sözümüzü üzerine aldı. Anadolu'da böyle yersiz, beceriksiz kayırmalar için "Anası mısın, bacısı mısın?!" derler. Söylemek istediğim bu. Hekim Bey ise, teşbihte hata olmaz, "Bana ördek dedin!" diyor, başka bir şey demiyor. Ben ise sadece "hava bulutlu." dedim.
Hekim Bey, haksızlığını örtmek için kendisince sebep üretiyor. Böyle bir şey olsa, muayene etmeyeceğini söylediğinde hesap sorardık. Biz, "Peki." dedik sadece.
Fakülteye, rektörlüğe, YÖK'e müracaat ederek soruşturmanın tekrar açılmasını istedik. Yeni bir soruşturma açıldı. Pazartesi bir başka fakültede ifade vereceğiz. Hukuk çerçevesinde hak yerini bulsun istiyoruz. Halkımız da, haksızlık karşısında susmasın, hakkını arasın diye bu örneği yazıyoruz.
Hekim, Bey, "Sistemsel bir randevudur. Bu sebeple randevularda gecikme yaşanması olağandır." diyebiliyor. Öyleyse devlet niye bu sistemi koyuyor? Hekim Bey müesses nizamı da bozmuştur. Bizim bağırıp çağırdığımızı söylüyor. Muayeneyi bekleyen bağırıp çağırır mı? Bunu bildiği hâlde, sebep üretmeye kalkışıyor.
Hekim Bey, meselenin vahametinin farkında değil. Başka hekime muayene olmamız için ne hatırlatmış, ne de bir sevk yazısı vermiştir. Hastamıza "Git öl!" demek istemiştir. Muayene etmemesinin öyle vahim sonucu çıktı ki... Rapor elimizde. İlgili yerlere ulaşacak. Cumhurbaşkanlığı makamına kadar bu raporla beraber, müracaat edeceğiz.