'Devlet'te 50 Yıl'

Olaylı yılların en önemli şahitlerinden eski emniyet müdürü ve vali Hamdi Ardalı'nın "Devlet'te 50 Yıl 6 Ay" hatıratı ne zamandır, masamın üzerinde duruyor. (2 cilt, 520+510 s., Fener Yayınları. Fener...

Olaylı yılların en önemli şahitlerinden eski emniyet müdürü ve vali Hamdi Ardalı'nın "Devlet'te 50 Yıl 6 Ay" hatıratı ne zamandır, masamın üzerinde duruyor. (2 cilt, 520+510 s., Fener Yayınları. Fener Yayınları Erol Cihangir'in başında olduğu Doğu Kütüphanesi'nin yayın markasıdır.)

Hamdi Ardalı'nın oğlu merhum Attila Ardalı, İ.Ü. Hukuk Fakültesi'nde "Ülkücü" kadro içinde 12 Eylül öncesi çok faaldi. 1999'da, PKK başı A. Öcalan'ın da yargılandığı İmralı'deki duruşmalara şehit yakınlarının avukatı olarak katılmıştı. İleriki yıllarda siyasette de kendisini gösterdi.  (İstanbul Üniversitesi merkezdi. Üniversite Beyazıt'ta biliyorsunuz. Bölgenin dili olsa da konuşsa... Unutulmaması gereken dönem. Mutlaka anlatılmalı. Lisans üstü çalışmam sırasında benim de bulunduğum Beyazıt, başlı başına bir tarihtir.)

Polisiye romanları okumayı severim. Polisin olayı çözmesiyle gazetecinin olaydan sonuç çıkarması birbirine paraleldir.

Polislerin hatıraları ile polisiye roman arasında ince bir zar vardır. Yeri geldi, farkı görmeniz için "roman"ın ve "hatırat"ın tarifini ayrıntılı vereceğim.

Roman: Olmuş ve olması muhtemel olay­ları anlatan yazılara denir. Hikâyeden farkı, romanın daha uzun ve ayrıntılı oluşu­dur. Ro­man yazmanın çeşitli yolları vardır: Ya­zar birinci şahıs olarak anlatır; başka bir şah­sın ağzından anlatır; roman kahramanlarından birkaç kişinin ağzından anlatır; mek­tuplaş­ma yoluyla anlatır... / Roman sözü, adını Roma'dan alır. Ya­zı dili olan Latinceden sonra Roma çev­re­sinde halk diliyle yazılmış hikâyelere de­nirdi. Gi­derek bugünkü anlamını kazan­mıştır. / Romanda (ve hikâyede) rastgele bir ha­yat tasarlanmaz; anlamlı ve işlenmiş bir dün­ya düzenlenir. Romanda, olay örgüsü, olaylar zinciri, eserin dili yazarın bakış açı­sından etkilenir.

Hatırat: Bir kimsenin kendi hayatını, ya­şadığı devrede gördüğü veya duyduğu olay­ları anlattığı yazılardır. Hatıratı, otobi­yog­ra­filerden ayıran özellik şudur: Otobi­yografi­lerde yazar doğrudan kendi hayatını anlatır, duygu ve temayülleri geniş yer tu­tar. Hatı­rat­­ta ise, kendi hayatıyla birlikte devrini ve çevresini anlatır. Bazen yazarın kendisini geriye çekerek sadece çevresini verdiği de görülür. / Hatıralarda yazar gördüklerini ve duy­duk­larını, uzun yıllar sonra yazdığı için, mektup­­lardan, o devri anlatan başka yazı­lardan ve o devri yaşayanlardan faydalanabilir. / Tanınmış sanat, ilim ve siyaset adamla­rı­nın kaleme aldığı hatırat kitapları, onların ha­yatlarını ve devirlerini aydınlatmaları ba­kı­mından önem taşır. Yalnız hatıralarda ya­za­rın çoğu zaman bir seçme yaptığını ve ho­şu­na gideni anlattığını unutmamalıyız. Ya­zar hatıratının bir itiraf kitabı olmama­sına dik­kat eder. Hatırat kitapları hiçbir zaman tarih ki­tabı değildir ve tarih için kaynak ola­rak kul­lanırken şüphe ile karşı­lanmalıdır." ("Edebiyatımızda Terimler" kitabımızdan. Boğaziçi Yayınları.)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürk milliyetçidir 04 Şubat 2021 | 185 Okunma Sen kimin uşağısın?! 03 Şubat 2021 | 609 Okunma Tuğrul Bey ne dedi, fırsatçılar ne anladı? 02 Şubat 2021 | 274 Okunma Milliyetçiliğin azgını nasıl olur? 01 Şubat 2021 | 339 Okunma Eğer Saray, isterse CHP'yi susturabilir 31 Ocak 2021 | 609 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar