'Ergenekon'un bedeli ağır!
"Nerede 'Ergenekon'un başı?" başlıklı yazım 20 Mart 2013'te çıkmıştı. Girişte "'Ergenekon'un başı bulunamadı! Savcı Bey öyle diyor. Baş elde değilse 'tehlike' aynen devam ediyor, demektir." diye...
"Nerede 'Ergenekon'un başı?" başlıklı yazım 20 Mart 2013'te çıkmıştı. Girişte "'Ergenekon'un başı bulunamadı! Savcı Bey öyle diyor. Baş elde değilse 'tehlike' aynen devam ediyor, demektir." diye yazdım.
"Kesikbaş efsanesi" örneğini verdikten sonra yazının sonunu şöyle bağladım: "'Ergenekon'un gövdesi tamam; 'baş'ı yok... Nerede bu baş? Ya halk arasında efsaneleşir, gövdeden gövdeye konarsa? Her muhalif hareket bir 'Ergenekon'dur! Al başına belâyı!"
Eğer bu yazıyı yazdığım yılın sonunda 17/25 Aralık tartışmaları çıkıp Ak Parti yönetimiyle Cemaat birbirinin kuyusunu kazmasaydı, sepet hazırdı: Ergenekon! Saray'a muhalif mi! At sepete! Hapishanelere hiç gün doğmazdı!
Ekşi Sözlük'te "Ergenekon'un 2 yıldır bulunamayan lider kadrosu" başlığı altında insanı gülümseten şu yorumu okudum: "Henüz tasarlanmamış olmasından olabilir. Biliyorsunuz, senaryo yazmak, karakter yaratmak falan, bunlar meşakkatli işler."
Bu istihzaî cümleler "Ergenekon" kumpasını özetliyor.
Yıllar sonra Ergenekon Davası çöktü. Örgüt olduğuna dair delil bulunamadı. Olmayan örgütün delili mi olur!