Ha Zühtü ha Ali Kemal!
1128 akademisyenin imzaladığı PKK'yı savunan ve kamuoyunda "PKK Bildirisi" olarak bilinen o ihanet belgesini meşrulaştıran Anayasa Mahkemesi üyelerinin Ali Kemal'den ne farkı var?
Ali Kemal Millî Mücadele'ye şiddetle karşıydı. Elbette Nurettin Paşa'nın onu İzmit'te linç ettirmesini hiçbir surette kabul edemeyiz. İstiklal Mahkemesi'ne çıkarılmalıydı.
Benim askerim dağ bayır PKK'yla mücadele ederken, şehit düşerken, PKK desteğini meşrulaştıran Zühtü ve avenesi Başşehrimiz Ankara'da, odalarında keyif çayı içemezler.
Aklıma geliyor... Öcalan kardeşlere "Yetişin!" diye yalvarmasaydılar; Büyük Öcalan'dan mektup getirsin diye İmralı'ya adam göndermeseydiler, Küçük Öcalan'dan "Aman ne olur, HDP'nin oyu bize gelsin. TRT ekibini yolluyoruz." demeseydiler, acaba Zühtü ve avenesi PKK bildirisine destek mahiyetindeki karara imza atmaya cesaret edebilirler miydi?
11 Ocak 2016'da yayınlanan o meş'ûm bildiri bir ihanetin belgesidir. Bu bildiriyi imzalayanlar, doğrudan devletimizi itham ederek, adını koymadan PKK ne yapmışsa haklıdır, görüşünü savunmuşlardır. Bu savunmanın Türk Ceza Kanunu'nda bir karşılığı vardır ve elbette cezasız kalmaları düşünülemez.