Hücuma geçecekler
Yunan fanatikler (=ırkçılar) Selanik Belediye Başkanı Yiannis Butaris'i tekme-tokat dövdüler. Ekranda gördük... Polis saldıranların elinden zor aldı. Sebep ne biliyor musunuz? Butaris'in Türklerle dost...
Yunan fanatikler (=ırkçılar) Selanik Belediye Başkanı Yiannis Butaris'i tekme-tokat dövdüler. Ekranda gördük... Polis saldıranların elinden zor aldı. Sebep ne biliyor musunuz? Butaris'in Türklerle dost görünmesi...
Dün yazdım... Biz "Kudüs" dedikçe, Siyonistleri katliamcılıkla ve hatta soykırımcılıkla suçladıkça, bilinen ama görünmeyen eller, hükûmet edenlerimizin de pek sevdiği muhayyel sözle ifade edelim, "üst akıl platformu" kurarak, Türkiye'yi zayıf karnından vurmak için harekete geçeceklerdir. Geçtiler bile... Soyadında "-yan" eki olan, bir zamanlar Fethullahçıların, şimdi İslâmcıların akıldanesi "liberal gazeteci" "Ermeni soykırımını kabule mecbursunuz." demeye gelen yazılar yazıyor. (Bu meseleye geleceğim.)
Pontusçular, M. Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gelişini kendileri için "felâket" görüyorlar. İstiklâl Savaşı'mızın başlangıcı o gün; 16 Mayıs'ta İzmir'i işgal eden Yunanlar için de sonun başlangıcı.
Yunan Parlamentosu, 1994 yılında oy birliğiyle, "19 Mayıs Pontuslu Rum Soykırımı'nı Anma Günü" kabul ediyor ve her yıl 19 Mayıs'ta biz M. Kemal'in Samsun'a çıkışını kutlarken, Yunan ırkçılar da kendilerince "soykırım"ı anmak için toplanıyorlar.
Bu yıl Selanik'te Beyaz Kule önünde bir "anma" töreni yaptılar.
(Ara not: Ege Denizi'nin kıyısında, yolun berisindeki Beyaz Kule'nin bizim yakın tarihimizde ve hususiyetle İttihat ve Terakkî'nin kuruluşunda ve fikir hareketlerinde ayrı bir yeri vardır. Ziya Gökalp'in, Türkçülüğün Esasları'nda, "Türkçülüğün Tarihi" bahsinde, "Selanik'te Genç Kalemler isminde bir mecmua çıkıyordu. Mecmuanın sermuharriri Ali Canip [Yöntem] Bey'le bir gece Beyaz Kule Bahçesi'nde konuşuyorduk. Bu genç bana mecmuasının lisanda sadeliğe doğru bir inkılâp yapmaya çalıştığını, Ömer Seyfettin'in bu mücâhedede pîşvâ [öncü] olduğunu anlattı." der. Ömer Seyfettin'in, Türkçenin sadeleştirilmesi manifestosu diyebileceğimiz, "Yeni Lisan" makalesi imzasız olarak bu dergide çıkmıştır.)