İçimizdeki 'Soykırımcılar'
"Ermenileri soykırıma uğrattık." gibi iddiaları güdenlerin Türkiye'de yeri olamayacağını, vatandaşlıktan çıkarılmaları gerektiğini yazmıştım. Kesinlikle köklü tedbirler...
"Ermenileri soykırıma uğrattık." gibi iddiaları güdenlerin Türkiye'de yeri olamayacağını, vatandaşlıktan çıkarılmaları gerektiğini yazmıştım.
Kesinlikle köklü tedbirler alınmalıdır.
"Soykırım" iddialarının fikir hürriyeti ile bir ilgisi yoktur. Siyasî mahiyeti vardır ve maksat Türk'ü dar alana kıstırmak, ezmek ve yok etmektir. Sevr'in manası neyse, "Soykırım" diyenlerin söylemek istedikleri de odur.
Bütün dünya meclislerinde "Soykırım" iddialarının kabul ettirilmesinde ısrarı düşünmeliyiz: Neden siyasî bir netice almak istiyorlar?
Geçmişin hâdiselerinin tarihçilere bırakılması sözü son derece yerindedir. Geriye doğru gittiğimizde, en temiz Türkler çıkacaktır. Bundan emin olun. Zaten bunun sonu da yoktur.
Prof. Dr. Ramazan Demir'in bir kitabı var: "Ermeni İsyanı 1915 Yüz Yaşında". Bu kitapta isyanları ve neticeleri bir bir kaynaklara girerek anlatmış. Ön söz mahiyetinde yazdığı satırlarda İsmet Paşa'nın "Bizim ellerimiz bilhassa temizdir." sözüne atıfta bulunur.
O dönemi en iyi bilecek, eski İttihatçı İsmet Paşa, daha hâdiseler soğumadığı bir zamanda, 1923'te, Lord Curzon'un "Bizim ellerimiz temizdir." sözüne karşı tarihin sayfalarını açın ve görün, manasına bu cümleyi kurmuştur. Türkler adına bu kadar iddialı...
İsmet Paşa'nın Lozan'da "Ermeni meselesi" açılınca tarihten örnekler getirerek yaptığı üç saatlik özlü konuşmasında söylediği, bugüne çok uygun, şu cümleyi nakletmek isterim:
"Ermeni meselesini maişet vasıtası (geçim aracı) veya silâh diye alarak hariçte çalışan komiteler ortadan kalkarsa iki taraf da yaralarını sararlar."