Muhalefet akıllı politika üretmeli
Ak Parti, ilk kurulduğunda, biraz da Turgut Özal'a özenerek farklılıkları bünyesinde toplamak istedi. Beceremedi. Beceremedi derken, maksadı, bünyesine aldıklarını, olduğu gibi kabul etmek değildi; kullanmaktı.
Fark edenler bir bir koptular. Köleliğe isyan edenler kıyıya çekildiler. Veya yerlerine geçeceklerini düşündüklerini bir tarafa ittiler. Tren metaforuyla anlattıkları vaziyet, aslında, trene inme veya binme değil; şu veya bu yolla trenden atma veya atlamaya zorlamadır.
İlla imam hatip dediler, illa cemaat dediler, illa "cep" dediler, illa bizden olsun çamurdan olsun dediler, illa bizim vakıf, bizim dernek dediler; alanlarını daralttıkça daralttılar, dünyada olup bileteni bırakın hemen bir adım ötelerinde neler olduğunu görmek istemediler.
Reis ne derse o politikası, karşısındakini düşman ilan etme, 50+1 bize yeter, gerisi gebersin anlayışı tepeden aşağı indiriverdi. Öyle bir hezimete uğradılar ki, toparlanmaları imkânsız hâle geldi.