Müslüman demokrasisi?
Arap Baharı dedikleri -olmaz olsun- hareketlenmelerde geline geline mezarlığa gelindi! Arap ülkeleri hâlâ mezar yeri açmakla meşgul... Her yer barut, her yer kan...Bir ülke en az zayiatla "demokrasi" kültürünü -şimdilik-...
Arap Baharı dedikleri -olmaz olsun- hareketlenmelerde geline geline mezarlığa gelindi! Arap ülkeleri hâlâ mezar yeri açmakla meşgul... Her yer barut, her yer kan...
Bir ülke en az zayiatla "demokrasi" kültürünü -şimdilik- yerleştirdi: Tunus.
Tunus'ta Nahda Hareketi'ni başlatan Gannûşî'den bahsediyorduk. Gannûşî, Türkiye'de verdiği bir konferansında Medine Vesikası'ndan söz açmış ve "İslam'daki ilk devlet örneği Müslüman olan olmayan herkesi kucaklayan çoğulcu anlayışa sahipti." demişti. Sonrası için üzüntülü:
"Ancak zaman içinde bu anlayıştan uzaklaşıldı. Şûra, danışma meclisi terk edilip, diktacı anlayış hâkim oldu. İslam toplumu açık toplum olma özelliğini kaybetti.
Dinde zorlama yoktur. Din kişisel tercih meselesidir. İnanıp inanmamak Allah'la insan arasındaki bir meseledir. İslam devletinin görevi, İslam'ı insanlara zorla kabul ettirmek değildir. Devletin görevi insanların güvenliğini sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, en iyi şekilde onlara sağlık ve eğitim hizmetleri sunmaktır.
Toplumların ve devletin özgürlüğü, devletin vatandaşlık ilkesine dayanması gibi laikliğin Batı'da gerçekleştirdiğini, İslam daha önce gerçekleştirmiştir.