Politikacılarımızın iteleyen üslûbu
Bir televizyon kanalının baş spikeri ile Reis açık açık çatışıyor. Spiker biliniyor gerçi ama, neme gerek, isim vermeyeceğim! Spiker, Fransızların "Sarı Yelekliler"inden hareketle şöyle...
Bir televizyon kanalının baş spikeri ile Reis açık açık çatışıyor. Spiker biliniyor gerçi ama, neme gerek, isim vermeyeceğim! Spiker, Fransızların "Sarı Yelekliler"inden hareketle şöyle demişti:
"Türkiye'de barışçıl protestolar olamaz, hadi bakalım, barışçıl bir eylem için zamları protesto edelim. Doğal gaz zamlarını... Hadi bakalım, yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak sokağa korkudan, endişeden dayak yerim vesaire. Hakkımı arayacağım ama ne yaparım başım belaya girer mi, kaç kişi çıkar Allah aşkına?"
Reis, baş spikere kaç gündür adını vermeden laf yetiştiriyordu. Sonunda Konya'da Mevlâna'nın şehrinde hedefe koydu:
"Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni!"
"Korku", "endişe" gibi sözleri baş spiker niçin sarf etmiştir? Önce bunu düşünelim. Eğer bu sözler suçsa zaten savcılığa verilmiş. Savcılıkta ne demek istediğini açıklayacak.
Reis, mahkemeler dururken, doğrudan baş spikere "Bu millet patlatır enseni!" demesi doğru mu? "Bu millet"in içinden biri çıkar ense patlatmaya giderse?! Allah esirgesin!