Reis'e iki kürsü şart!
Türkiye'de politika değişmeyecek: Saldır ve kazan! İktidar tarafı muhalif istemiyor. "Müsademe-i efkâr" istemiyor. Fikir müsademelerinden kıvılcımlar çıkmasın! Her şeyi biz biliriz, her şeyi biz...
Türkiye'de politika değişmeyecek: Saldır ve kazan! İktidar tarafı muhalif istemiyor. "Müsademe-i efkâr" istemiyor. Fikir müsademelerinden kıvılcımlar çıkmasın! Her şeyi biz biliriz, her şeyi biz yaparız...
Önceki akşam, virüs meselesinde hangi noktaya geldiğimizden, normalleşme için atılan adımlardan bahsederken, merakla bekledim, ne zaman ana muhalefet partisine yüklenecek?
Dikkat ederseniz, diğer partilerden hiçbirinin üzerine gitmiyor, tek partinin üzerine yürüyor. Yeni rejim, bir bakıma ittifak rejimi demek olduğu için, ana muhalefet partisine yüklenmek, diğer muhalif partilere yüklenmek manasına geliyor.
Şu dar zamanda, kardeşlikten, birlikten bu kadar sık bahsedildiği, aman politikacılar birbirine girmesin, halka kötü örnek olmasın, insanlarımız kamplaştırmasın, diye o kadar çok yazıldığı, söylendiği hâlde, Reis, haftalık nutkunda, ana muhalefet partisi nezdinde muhalefete, halkın virüsten soluk alamaz hâle geldiği şu zamanda, çok ama çok sert ifadeler kullanıyor.
Muhalefet partileri sözcüleri, iktidar partisine yüklenecekleri zaman, "Ak Parti'ye oy veren yurttaşlarımızı tenzih ederim." manasında birkaç söz ederler sonra söyleyeceklerini söylerler. Reis, nutuklarında dikkat ettim, "Oy verenleri tenzih ederim, yöneticileri, parti başkanı haddini bilmiyor..." gibi bir laf etmiyor, "Siz bu partiye oy verirseniz, her türlü cezaya müstahaksınız! Hiç acımayız!" demeye gelen sözler ediyor.
Muhalif partilerin elindeki belediyelere reva görülen tavır, doğrudan doğruya halka tavırdır. Belediyeler, muhalefet partilerin devlet yönetiminde doğrudan söz sahibi olduğu, doğrudan hizmet verdiği alanlardır. Üst yönetim kendilerinde olduğu hâlde, hizmet alanlarının kısıtlanmasının manası, oy verenlerin de cezalandırılması demek değil midir?