'Sağcılık' deyince olur?
Kemal Kılıçdaroğlu'na ısrarla "Sağa mı kaydınız?" sorusu soruluyor. O da ısrarla "Sağa kaymadık; soldayız." demiyor. Son cevabında tavrını net ortaya koydu, "Sağ sol kavramları 18. yüzyıla ait....
Kemal Kılıçdaroğlu'na ısrarla "Sağa mı kaydınız?" sorusu soruluyor. O da ısrarla "Sağa kaymadık; soldayız." demiyor. Son cevabında tavrını net ortaya koydu, "Sağ sol kavramları 18. yüzyıla ait. 18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülmez." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun "sol" kavramını literatüründen çıkardığı artık bu cevapla kesinleşti. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: "Ortanın solu"nu telaffuz eden selefleri İsmet İnönü'nün ve Bülent Ecevit'in muakkibi (takipçisi) olmadığını gösterdi. "Gerçek anlamda Kuvâ-yı Milliye'ciyiz." diyerek Mustafa Kemal Atatürk'ün çizgisini işaret etti. M. Kemal, kendisini ideolojik kavramlara hepsetmemiş, önünü hep açık tutmuştu.
Cemil Meriç'in "Sol-sağ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit." dediğini hatırlatmıştım.
Sol üzerinde durduk. Türkiye'de sağın nasıl anlaşıldığını verdik. Sağ"ı ifade eden "ashâbu'l-meymene" ve "ashâbu'l-yemîn"; solu ifade eden "ashâbu'l-meş'eme" ve "ashâbu'ş-şimâl" kavramları Kur'ân-ı Kerîm'de nasıl geçtiğini ve günümüzdeki sağcılık ve solculukla bir ilişkisinin olup olmadığını bir müfessire soracağımızı belirtmiştim.
İslâmcı "sağ" cenahın, hususiyetle bugünkü Ak Parti kadrolarının yetişmesinde büyük rolü olan yedi ciltlik "Kur'ân Dersleri-Meal-Tefsir"in yazarı Ali Bulaç'a sordum.
Cevabını araya girmeden aynen veriyorum: