'Yanlış'a yanlış dersek ne olur?!
Şeyh Bedrettin (1359-1420) tartışılan bir isim ama şu sözüne, hele şu zamanda söyleyecek bir söz olamaz:"İnsanlar birbirine dirhemlere, dinarlara, izzete, kıvanç duyacakları şeylere, yiyeceğe, içeceğe...
Şeyh Bedrettin (1359-1420) tartışılan bir isim ama şu sözüne, hele şu zamanda söyleyecek bir söz olamaz:
"İnsanlar birbirine dirhemlere, dinarlara, izzete, kıvanç duyacakları şeylere, yiyeceğe, içeceğe ibadet ediyor da Allah'a ibadet ettiklerini sanıyorlar."
Yukarıdaki cümleyle bağlantılı bir sözü daha var Şeyh Bedrettin'in:
"Önümüze koyulmuş olan ibadetlerden maksat, kalplerin o en büyük varlığa, o öncesiz bâki varlığa yönelmesi, O'na doğru cezbedilmesidir. İşte buna dayanarak diyebilirim ki kalbin dünya işleriyle meşgulse, istersen bin sene namaz kılmış ol, ibadetlerinin güzel bir karşılığını bulamazsın, sevaba giremezsin."
Osmanlı'nın Serez çarşısında astığı "isyankâr" Bedrettin "Kalpte gizli, etten ibaret bir fitilin Hak yolunda mücahede ateşi ile erimesinden bende saf bir nur oluştu. Bu nur nasıl oluşmasın? Çünkü kalbim bin meşale ile çevrelendi." (Arapça) beytini okuduktan sonra şöyle der:
"Tanrı yolunun yolcusu! Umutsuzluğa kapılma. Çünkü tehlikeleri geride bıraktıktan sonra senin de o nur sayesinde safaya kavuşacağın beklenmektedir." (Varidat, haz. Prof. Dr. Mehmet Kanar, Tekin Yayınevi, s. 31, 27, 31).