Buyur etmenin suyunca gidelim
Duymanın neyin nesi olduğunu biraz daha görebilmek için “buyurmak” kelimesini de hesaba katmak gerekiyor. Hesaba katmak gerekiyor diyorum zira dil ile, kelimelerle ilgili ameliyelerin, eylemelerin gayet matematik ile alakalı işler olduğunu...
Duymanın neyin nesi olduğunu biraz daha görebilmek için “buyurmak” kelimesini de hesaba katmak gerekiyor. Hesaba katmak gerekiyor diyorum zira dil ile, kelimelerle ilgili ameliyelerin, eylemelerin gayet matematik ile alakalı işler olduğunu düşünüyor, bunu savunuyorum. Her sesin bir araya gelerek oluşturdukları kelimelerin birer matematik işlemi olduğunu düşünüyorum. Çoğu insan bu işlemleri çözmeye çalışmak yerine o işlemleri ezberleyip geçmeyi tercih etmektedir. Bu hayatın pratikçi yanı gereği çoğu zaman bir zorunluluk olarak görülebilecek bir durumdur belki ama yine de gündelik hayatta kullandığımız bu işlem birimlerini yani kelimelerimizi çözmeye çalışmamıza engel olmamalıdır bu durum. Şimdi, buyrun şu “buyurmak”, “buyruk” kelimelerinde “duymak” ile alakalı ne var, onu çözmeye… Tarama Sözlüğünde “buyruk” kelimesinin emir, ferman anlamında kullanıldığını ve ilk kullanımların 1200’lü yıllara ait olduğunu görüyoruz. Buyruk ve buyuruk kelimelerini görüyoruz. Buyuruldu kelimesinin günümüzde buyrultu şeklinde telaffuz edilen kelime olduğunu ifade edelim. Buyrultu kelimesinin yapıntı bir kelime olduğunu düşünüyor insan ilkin ama kelimeyi kendine kelime uydurmak gibi bir misyon biçmeyen atalarında da kullandığı görülüyor. Buyruk kelimesinin kökü “buy” olabilir mi acaba diye soracak olursak buy kelimesinin soğuktan donmak anlamına geldiğini görüyoruz.