Dutlar dökülüyor
Dut denildiği zaman aklıma ilkin silkelemek kelimesi gelir. Dutu silkeleyeceksin. Hele de dutların olduğu, patır patır yollara düşmeye başladığı şu günlerde. Dut ağacını silkeleyeceksin daha doğrusu...
Duta neden dut diyoruz peki? Dut için ne demişler sözlükçülerimiz?
Kubbealtı Lugati kelimeye Farsça diyor. Tût, tûd şeklinde imiş kelime. Evliya Çelebi Beyazıt Camii’nden bahsederken Beyazıt Camii’nin etrafı ve Beyazıt Meydanı ulu ağaçlarla müzeyyendir, ağaçların ekserisi de çeşit çeşit dut ağaçlarıdır” diyormuş. Ayverdi bunu Reşat Ekrem Koçu’dan aktarıyor. Ağaç aşığı, Orman Fakültesi mezunu güzel bir büyüğümüz olan Özgün yayınları sahibi Cemal Balıbey’e “Beyazıt camii etrafında hangi ağaçlar var, hatırlıyor musunuz” diye sordum, anında “Çınar, dut, servi” dedi. Cağaloğlu Fatih arasında kitap toplamak için çokça mekik dokuduğu için yol üzerindeki Beyazıt Camii ağaçlarını bilebileceğini düşünmüştüm. “Dutlar tek tük mü fazlaca mı” diye sordum, “tek” dedi. Beyazıt Camii’nin önünden geçerken artık o meşhur “buralar eskiden dutluktu” geyik cümlesini kullanabilirsiniz.