Seslerin yürüyüşünü duyuyor musun?
El kelimesinden türeyen neler var Türkçemizde, bunları görmeye çalışıyoruz bir süredir. Eldiven için “elçek” kelimesinin kullanıldığını söylemiştik “elik” kelimesi de...
El kelimesinden türeyen neler var Türkçemizde, bunları görmeye çalışıyoruz bir süredir. Eldiven için “elçek” kelimesinin kullanıldığını söylemiştik “elik” kelimesi de kullanılıyor demiştik. “Elcimek” kelimesi de var imiş Muğla çevresinde. Bu tabii aktardığımız bilgiler 1940’ların kullanımları. Bu kullanımların bir kısmı artık iyice unutulmuş olabilir ne yazık ki. Fakat bir kelimeyi kullanırken kelime köküne hangi sesleri getirerek kelimeye nasıl bir mana attığımızı izleyebilmeniz açısından aslında çok çok kıymetli bilgiler Derleme Sözlüğündeki, Tarama Sözlüğündeki kelimelerimiz. Ayrıca bunlar Türkçe’nin sadece geçmişini keşfetmek ile alakalı veriler değil; bunlar yapay zekanın alıp başını gittiği, gideceği bir süreçte aslında yapay zeka yazılımları için Türkçe’nin ne kadar da elverişli bir dil olduğunu görebilmeye, keşfedebilmeye de yarayacak veriler. Bu konuyla alakalı Türkçe’nin Yapay Zeka Üzerine Kurulumu isimli Hüseyin Rahmi Göktaş Beyin bir çok kıymetli bir eserinin bulunduğunu ve bu eserin Türkçe ve yapay zeka üzerine tek kaynak olduğunu da söylemeliyim. Türkiye mi öyle, Dünya mı öyle, tam bilemiyorum; kıymetli bir bilgiyi yüzbinler, milyonlar, milyarlar değil de sadece siz üç beş kişi ile birlikte görebiliyorsanız o gördüğünüz, fark ettiğiniz bilgiden şüphelenmeniz gerekiyormuş gibi bir baskı oluşuyor üzerinizde. Ya başkaları size bu baskıyı yapıyor ya da başkalarına gerek kalmadan siz kendiniz içinizden bu baskıyı hissediyor, bu baskıyı kendinize uygulamaktan kendinizi alamıyorsunuz.