Alışkanlıklarımız, davranışlarımız ve biz
Doğruluğu üzerine sağlam delillerimiz olmasa da devamlı tekrarlanan sözler zamanla anlam dünyamıza “doğru bilgi” olarak kaydedilir. Alışkanlık hanemize geçmesiyle asla vazgeçemediklerimiz olur.Tekrarlanan...
Doğruluğu üzerine sağlam delillerimiz olmasa da devamlı tekrarlanan sözler zamanla anlam dünyamıza “doğru bilgi” olarak kaydedilir. Alışkanlık hanemize geçmesiyle asla vazgeçemediklerimiz olur.
Tekrarlanan sözlerin zamanla yalan da olsa gerçeğe dönüşeceği yapılan bir çok testlerle kanıtlanmıştır. Siyaha beyaz, beyaza da siyah denmesi akıl kar’ı değildir. Lakin siyaha beyaz diyenlerin yanında doğruların haykırılması “varlık mücadelesi” vermektir.
Bazen kaybetme korkusu ile adım atmaya korkar, gelişime kapalı olduğumuzdan dolayı bu mücadelede başarı elde edemeyebiliriz. Aklımızı iyi kullandığımız düşüncesi ile de aldatılma durumunu kendimize yakıştıramayız.
Kalabalık psikolojisi de yalanımıza inanmamız için en büyük etkenlerden biridir. Mevcut bilgimize sımsıkı sarılan bizler de bindiğimiz dalın çürük, gittiğimiz yolun çıkmaz olduğunu kabul edemeyiz.
Halbuki alışkanlıklarımızı değiştirmenin din değiştirmekten de zor olduğunu biliriz. Eylemlerimiz elbette söylemlerimizin kaynağıdır. Gönlümüzde neler varsa dillerimizden de onlar akacaktır.
Söylemlerimizin eylemlere dönüşmesi bizi bazen mutlu ederken bazen de büyük acılar yaşatır. Aslında acının üzerimizde kalan etkisinin nereden kaynaklandığını biliriz. Lakin suçu asla kabul etmez, faturayı başkasına keseriz.