Sabret ey Arakan!
Bundan tam 1438 sene önce Mekke topraklarında Allah'ın Resulü olduğunu söyleyen Abdullah oğlu Muhammed ve getirdiğinin hak olduğuna gönülden inanan, O'na güvenen, ilklerden olmayı arzulayan arkadaşları…Bir eline...
Bundan tam 1438 sene önce Mekke topraklarında Allah'ın Resulü olduğunu söyleyen Abdullah oğlu Muhammed ve getirdiğinin hak olduğuna gönülden inanan, O'na güvenen, ilklerden olmayı arzulayan arkadaşları…
Bir eline güneşi, diğer eline de ayı verseler asla davasından dönmeyeceğini, kendisine verilen mesaja ekleme ve çıkartma yapmadan iletmesi gerektiğini bilen Allah'ın Nebisi ve imanına kanıyla - canıyla şahit kılan Yasir ailesi…
Gücünü, imkanlarını, statüsünü, sözünün geçerli olmasını kaybetmeyi göze alamayan, köleleri ile aynı ortamda olmayı kaldıramayan, hayırlarda ön sıralarda olan, nebilik yarışında geri kalıp bunu hazmedemeyen ve Allah'a savaş açan Ebu Cehil…
Yemenden Mekke'ye gelmiş olan Yasir, cariye Sümeyye ile evlenmiş, Oğlu Ammar'ın davetiyle İslam'a girmiş, himayesi ile girdiği zalim Mazlum oğullarının lideri Ebu Cehil'in hışmına uğramış ve işkenceler yapılarak katledilmişti.
Sabret Ey Yasir Ailesi!
Tarihin tozlu sayfalarında Yasir ailesine yazılan öyle acılar vardır ki, Müslümanlar çaresiz, hüzünle yaşanan acıları seyretmekten başka bir şey yapamadı. Allah Resulü Yasir ailesinin yanına vardığında yüreği yandı, gözleri yaşardı. Çaresizlik içinde güzel şehit Yasir'in “Bu eziyetler daha ne kadar sürecek” diye sorduğunda, Muhammed aleyhisselam Yasir ailesini sabretmeye, direnmeye davet edecekti. Akabinde duası şöyle olacaktı: