Avrupa’ya veda

Almanya’yla kriz, akıllara ziyan bir durum. Hesapsız, plansız, her anlamda Türkiye’nin çıkarlarını zedeleyecek bir hadise. Şimdi sakin sakin yapılan işin neden yanlış olduğunu anlatmak istiyorum. Darbeye...

Almanya’yla kriz, akıllara ziyan bir durum. Hesapsız, plansız, her anlamda Türkiye’nin çıkarlarını zedeleyecek bir hadise. 
Şimdi sakin sakin yapılan işin neden yanlış olduğunu anlatmak istiyorum. 
Darbeye katılan isimlerin iadesinin Almanya’dan talep edilmesi, Ankara’nın hakkı. Bu konuda kimsenin itirazı yok. Ancak Türkiye, olağanüstü hal çerçevesinde 15 Temmuz’dan bu yana o kadar vahim uygulamalara imza attı ki, artık dünya skalasında bir baskı rejimi olarak görülüyor. Darbecilerin dayak yemiş fotoğraflarının Anadolu Ajansı tarafından servis edilmesinden tutun da gazeteci ve milletvekillerinin hapse atılmasına kadar birçok örnek nedeniyle, uluslararası hukuk artık Türkiye’ye suçlu iadesi açısından safe country’ yani ‘güvenli ülke’ olarak bakmıyor. Yargısına da, mahkemesine de güven duyulmuyor. 
Bu yüzden Almanya ve birçok ülke, Türkiye’de PKK ve FETÖ davalarından aranan bürokrat, gazeteci ve diğer isimlerin iltica taleplerini kabul ediyor. Türkiye ise bu konuda kızgın. Halen Türkiye cezaevlerinde 55 Alman vatandaşı var ve bunlardan 22 tanesi FETÖ ve PKK’ye destek suçuyla aranıyor. Sadece 4 tanesi çifte vatandaş. 
Fakat tabii ki Adil Öksüz söz konusu olduğunda, kimse olaya sadece bir insan hakları meselesi olarak bakamaz. Darbenin en kritik ismi olan Adil Öksüz’ün kimliği, o gece Akıncılar üssündeki görevi ve darbe öncesi yapılan toplantılardaki rolü belli. Haliyle bu şahıs Almanya’daysa, Ankara yaygara koparmakta haklı. 
İyi de, Adil Öksüz sahiden orada mı? Bir lokantada görüldüğü söyleniyor. Ne bir foto, ne detaylı bilgi var. Darbe sürecinden bu yana FETÖ yapılanmasıyla öğrendiğimiz en önemli şey, nasıl bir gizlilik içinde hareket ettikleri. 30 yıl ‘kripto’ yaşam süren askeri yetkililer var. Erdoğan’ın dibinde görev yapıp gerçek kimliğini gizleyenler var.
Hal böyleyken, hele de Adil Öksüz gibi birinin, “Canım döner çekti. Hadi şurada yiyiverelim” diye köşedeki Türk lokantasına uğraması, bana pek mümkün gelmiyor. Hatırlarsanız daha önce de Londra’da benzer bir vaka yaşanmış, sonra Adil Öksüz olduğu sanılan o vatandaş çıkıp “Ben Adil Öksüz değilim” diye röportaj vermişti. Şimdi aynı durum olmasın? 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar