Bir demokrasi kendini nasıl savunur?
Soru şu: Bir demokrasi, seçimle başa gelip devletin bağımsız kurumlarını takmayan, etki altına almaya çalışan, kuvvetler ayrılığını bir tehdit gibi algılayan liderlere karşı kendini nasıl...
Soru şu: Bir demokrasi, seçimle başa gelip devletin bağımsız kurumlarını takmayan, etki altına almaya çalışan, kuvvetler ayrılığını bir tehdit gibi algılayan liderlere karşı kendini nasıl savunabilir?
Başka türlü soralım: Seçilmiş olmak, demokrasinin temel taşı olan yargı bağımsızlığı ve devletin kurumsal işleyişini değiştirmek için yeterli sebep olabilir mi?
Demokrasi, seçim sonrası onay alan bir hükümet tarafından otokrasi yoluna sokulursa, vatandaşın bir bölümü de, diyelim yarısı, buna rıza gösterirse, demokrasiyi korumak mı, toplumun yarısının sesini dinlemek mi önemlidir?
Yok, sandığınız gibi değil. Ben aslında yukarıdaki soruları, Türkiye değil Donald Trump için soruyorum. ABD Başkanı, hafta başında Helsinki zirvesinde Vladimir Putin’in yanında yaptığı açıklamalarla, Rusya’yla dostluğunu, kendi devletinin kurumları ve devlet bütünlüğünün üzerinde tuttuğunu gösterdi. Trump, Rusya’nın ABD seçimlerine karışmadığını iddia etti. Oysa Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahale ettiği (ya da etmek için çaba gösterdiği) bizzat Amerikan kurumları tarafından kanıtlanmıştı. Bir anlamda kendi polisi ve istihbarat kurumlarıyla ters düştü.
Daha da ötesinde, Vladimir Putin’i, Avrupa ya da NATO gibi ABD’nin geleneksel müttefiklerinden daha değerli bulduğunu tüm dünyaya gösterdi. Aynı hafta içinde Putin’e kedicik, onlara kaplan kesildi.
Bu Trump’ın son vukuatıydı. Amerikan medyası, Trump’ın bu tavrını “vatan hainliği” ile eşdeğer tuttu. John McCain gibi siyasetçiler, “utanç verici” buldu. Cumhuriyetçi Parti bile “Bu kadar da olmaz” dedi. Trump’ın bu tavrının siyaseten ABD Başkanı’na ağır bir faturası olacağını düşünüyorum.
Şimdi diyec...