Bir sel var ki sürüklüyor bizi
Bu kadar kötü bir zamanlama olabilir! Tam yürekler ağızda, nefesleri tutmuş memleketçe 27 Kasım’da New York’tan gelecek Sarraf kararını beklerken NATO’yla son derece tatsız bir kriz çıktı. Olan biteni...
Bu kadar kötü bir zamanlama olabilir!
Tam yürekler ağızda, nefesleri tutmuş memleketçe 27 Kasım’da New York’tan gelecek Sarraf kararını beklerken NATO’yla son derece tatsız bir kriz çıktı.
Olan biteni önce tam anlayamadım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadelerini, sonra NATO genel sekreterinin, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dan özür dilediğini duydum. Sonunda şu ortaya çıktı. Norveç’te yapılan bir savaş senaryosu tatbikatı sırasında Norveç ordusunda sivil memur olarak görev yapan katılımcılardan birinin kendine ‘RT Erdoğan’ ismi vererek chatter room denilen sanal alanda kendisini NATO düşmanı bir güç olarak lanse etmiş. Batılılar, “Aman ne önemi var sanal ortamın!” diyebilirler ancak bizde bu tarz konular her zaman son derece hassas olmuştur. Hele böyle bir dönemde, ABD Kongresi’nde Ankara’nın S-400 alımı konusunda ‘yaptırım’ların tartışıldığı bir ortamda, Türkiye’nin bu davranıştan rahatsızlık duyacağını tahmin etmemek için saf olmak lazım.
O sanal hesaptan yazılanlar, NATO’nun resmi savaş senaryosu dışında olsa da büyük gürültü kopmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son derece sert bir açıklama yaptı. NATO’yla ilişkilerin en önemli ayağı olan TSK, zor durumda kaldı. Yurtdışında, “Türkiye NATO tatbikatından askerini çekti” başlıkları çıktı.
Bir bu eksikti! Batı’yla ilişkilerin bu kadar dalgalı, ABD’yle ikili diyaloğun bu kadar sıkıntılı olduğu bir dönemde, hiç istenmeyecek bir durum bu. Avrupa Birliği yolu tıkanan, ABD’yle ittifakı türbülanslı giden Ankara’yı bugün Batı’ya çıpalayan yegâne kurumsal bağ, NATO’dur. Üstelik 70 yıldır süregelen bu üyelik, hem Türkiye’nin savunma mimarisinde, hem de bir ülke olarak uluslararası ağırlığında önemli bir faktör olmaya devam ediyor.