Hanefi Avcı’yı iyi dinleyin
Etraf toz duman. Eline mikrofonu kapan bir komplo teorisi ortaya atıyor. Duygusallık, bilgi, bilgisizlik, fırsatçılık birbirine karışmış vaziyette. Herkesin bir gündemi var. Gazetelerde çarşaf çarşaf ifadeler...
Etraf toz duman. Eline mikrofonu kapan bir komplo teorisi ortaya atıyor. Duygusallık, bilgi, bilgisizlik, fırsatçılık birbirine karışmış vaziyette. Herkesin bir gündemi var. Gazetelerde çarşaf çarşaf ifadeler yayımlanıyor ki bazıları kafaları daha da karıştırıyor.
Bu hengâme içinde her zamanki sakin tavrıyla olan biteni en makul biçimde açıklayan insanlardan biri, Hanefi Avcı. Yıllar önce polis ve devlet içindeki cemaat yapılanmasını anlattığında olmadık komplolarla derdest edilip hâlâ gücünün sınırlarını zorlayarak gerçekte var olmayan tuhaf bir sol- Kürt-sosyalist hayali bir örgüte (“Devrimci Karargâh”) monte edilen Hanefi Avcı, o zaman haberini bile yapmayan televizyon kanalları tarafından şimdi star muamelesi görüyor. Bu konuda kişisel kızgınlıkları varsa bile belli etmiyor. (2010 yılında “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını yazdığında tek bir kanalda kendisine mikrofon tutulmuştu.)
Dün Hanefi Bey’le uzun bir aradan sonra yeniden konuşma fırsatım oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin temel unsurlarından birinin Balyoz ve Askeri Casusluk gibi süreçlerle tasfiye edilenlerin yerine getirilen ve çoğunluğu Gülencemaatine mensup subaylar olduğu ortada. Avcı’nın daha önceki uyarılarının 10’da biri dikkate alınmış olsa, Balyoz, Odatv, Askeri Casusluk gibi davalarda hukuk bu ölçüde askıya alınmamış olsa, bugün burada olmazdık.
Ama işin soruşturma faslını bir kenara bırakalım. Beni asıl ilgilendiren, devletin bundan daha “makro” düzeyde nasıl bir ders çıkaracağı.
Avcı’nın ilk uyarısı, devletin geleneksel olarak “terörle mücadele” adına hasmını sürekli büyüten ve yaşatan bir mücadele yöntemi benimsiyor oluşu.