25 Eylül: Berlin - Erbil - İstanbul
25 Eylül. Yani önümüzdeki pazartesi. Önemli gün. Sonuçları Avrupa’yı, Ortadoğu’yu, Türkiye’yi ve bizi, beni yakından ve yakıcı etkileyecek bir gün. *** 25 Eylül’de Federal...
25 Eylül. Yani önümüzdeki pazartesi.
Önemli gün.
Sonuçları Avrupa’yı, Ortadoğu’yu, Türkiye’yi ve bizi, beni yakından ve yakıcı etkileyecek bir gün.
***
25 Eylül’de Federal Almanya’da parlamento seçimleri var. Önümüzdeki dört yıl Almanya’yı hangi siyasal hareket(ler)in yöneteceği, dolayısıyla AB’yi yönlendireceği, ağırlık koyacağı belli olacak.
Almanya’nın sandık sonuçlarını önceden ve çok az hata payı ile haber veren kamuoyu araştırma kurumlarının hemen hepsi şimdiki Başbakan AngelaMerkel’in Hıristiyan Demokrat Partisi’nin (CDU) kapanmayacak kadar büyük farkla seçimden birinci çıkacağını haber veriyor. Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Martin Schulz’la yakaladığı rüzgâr dindi; hatta tersine esmeye başladı.
Buraya kadarı şaşırtıcı değil. Beklenen bir sonuç. Ancak yüzde 36 dolayında oy alacak CDU’nun hükümeti kurmak için bir koalisyon ortağına ihtiyacı var. Koalisyonun ise çok çok önemli, çok çok kritik kararlar almasını gerektiren bir dönem başlıyor. Türkiye ile ilişkiler, mülteciler sorunu, Trump ABD’si ile ilişkiler, sağ popülist partilerin hepsinin yükselişe geçtiği Avrupa’da Avrupa Birliği içindeki çalkantılar, kaynayan kazan Ortadoğu...
Bu koşullarda koalisyon ortağı, Almanya’nın önümüzdeki dört yılda nasıl bir siyasal yörüngede yürüyeceğini belirleyen bir güç olacak.
Peki, Merkel’in koalisyon ortağı hangi parti olacak?..
İlk akla gelen SPD ile güçlü bir hükümet kurmak. Almanlar buna “Büyükkoalisyon” derler. Ama bu kez bu o kadar kolay değil. SPD tepeleri ile CDU arasında sosyal politikalardan dış politika tercihlerine kadar ciddi farklar, hatta uçurumlar var.
Peki, o zaman koalisyon ortağı kim olacak?