AKP’nin Almanya hesabı
Almanya’nın AKP’li bakanlara referandum öncesinde, Alman kentlerinde “Evet” propagandası yapmalarına engeller çıkarması, izin vermemesi üstüne TV’lerde ha bire tartışılıyor, gazetelerde...
Almanya’nın AKP’li bakanlara referandum öncesinde, Alman kentlerinde “Evet” propagandası yapmalarına engeller çıkarması, izin vermemesi üstüne TV’lerde ha bire tartışılıyor, gazetelerde yazılıyor çiziliyor...
Almanya’nın bugünü “Nazi dönemi” ile karşılaştırılıp ayıp benzetmeler yapılıyor. Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün ne kadar geniş olduğu gibi daha da ayıp yalanlar art arda sıralanıp Almanya’nın demokrasi sınavında sınıfta kaldığının altı defalarca çiziliyor.
Şu bir gerçek: Merkel ve hükümeti bakan, başbakan ve belki de Cumhurbaşkanı ziyaretlerinden kaynaklanan siyasal krizi yönetemedi, yüzüne gözüne bulaştırdı.
Türkiye’deki eşi benzeri görülmemiş “kamplaşma”nın referandum öncesinde daha da keskinleştiğini herkes gibi Federal Almanya Hükümeti de görüyor. “Hayır” diyeceklerin düşman ilan edilmesine kadar varan zemberek boşalmasının Almanya’ya taşınmasından; orada yaşayan, sayıları milyonlarla ölçülen Türkiye kökenliler arasında şiddet içeren çatışmalara varabilecek gerginliklerden bütün siyasi partiler ve yerel yönetimler ciddi kaygılar duyuyorlar. Ama bunu önlemenin yolu toplantı iptallerini yerel yönetimlere, salon sahiplerine yıkmak olmasa gerek. Diplomatik hüner işte böyle günler ve dönemler için var ve Almanya bu hüneri gösteremedi...
Tamam.
Tamam da AKP’nin bunca itilip kakılmaya, gitgide ikili ilişkileri dinamitleyecek bir inatla “İlle de gideriz, ille de Alman kentlerinde toplantı da yaparız, miting de düzenleriz” diye yırtınması niye?
Bunu “ulusal onur” edebiyatı ile ya da Saray’daki zatın dayılanmayı diplomasi sanması ile açıklamak mümkün değil.
Belki bunların da etkisi vardır ama asıl neden bu olamaz.
Peki, öyleyse ne?