Bahçeli’den aldık haberi, şimdi sıra bizde
MHP’nin “2. Başbuğ’u” Devlet Bahçeli’nin “1. Başbuğ” Alparslan Türkeş’in ölümünün ardından 1997’de partinin başına geçtiği günlerden beri hemen...
MHP’nin “2. Başbuğ’u” Devlet Bahçeli’nin “1. Başbuğ” Alparslan Türkeş’in ölümünün ardından 1997’de partinin başına geçtiği günlerden beri hemen bütün MHP kurultaylarını izledim. Hiç değişmedi. Bir salon dolusu MHP’li bir ağızdan bağırırlardı ve bağırıyorlar:
- Devletin başına Devlet geçecek!..
2002’de kendisi koalisyon ortağı iken erken seçim istedi. Koalisyonu bozup erken seçime gidilmesini sağladı. MHP, Kasım 2002’de yapılan seçimde barajın altında kalarak Meclis dışına düştü.
Bir yıl sonra, Ekim 2003’te MHP Kurultay’ı yapıldı. Bir salon dolusu MHP’li yine bağırıyordu:
- Devletin başına Devlet geçecek!..
***
Şimdi tutup “Devletin başında zaten epeydir Devlet vardı ve var” desem yanlış mı olacak?
Hatırlayın.
Müzakere masasının Reis’in güçlü tekmesiyle devrilip “Çözüm süreci”nin sonlandırılışını izleyen günlerde siyasal İslamcı AKP’nin hızla Türk milliyetçiliğine doğru yelken açtığı günleri hatırlayın.
Meral Akşener’le birlikte “2. Başbuğ” Bahçeli’ye başkaldırıp ardından MHP’ye sırt çevirip İYİ Parti’yi kuranların MHP’yi delik deşik etmelerine rağmen AKP Reisi’nin, Bahçeli’yi bağrına basmaktan vazgeçmek ne söz, daha da sıkı sarıldığını hatırlayın.
O gün bugündür “devlet”in temel yönelimlerini, siyasal tercihlerini belirlemekte Devlet Bahçeli tartışılmaz bir ağırlık taşıdı ve taşıyor.
Seçimin erkene alınması, hatta erken seçim değil “baskın seçim” o...