Çağlayan’dan Pis Siyaset Üretmek
Çağlayan İstanbul’da bir semt. Başlangıçta bir gecekondu semtini anlatırdı. Sonra Çağlayan deyince akla 1 Mayıs’ların kutlandığı bir alan gelmeye başladı. Onun da...
Çağlayan İstanbul’da bir semt. Başlangıçta bir gecekondu semtini anlatırdı. Sonra Çağlayan deyince akla 1 Mayıs’ların kutlandığı bir alan gelmeye başladı. Onun da ardından “saray” meraklısı bir ülkede “Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük adalet sarayı” olarak ünlendi.
Ama iki gün önce Çağlayan deyince akla şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak benimsemiş örgütlerle devlet şiddetinin yarıştığı, kapıştığı bir bina azmanı anlaşılır oldu.
Bence dünden bu yana da “pis siyaset üretme” kavramına dönüştü...
Evet pis siyaset. Yürek yakan bir terör eyleminden siyasal çıkar sağlamak üzere lafa sarılmış siyaset bezirgânlarının, klavyeye yumulmuş medya silahşorlarının ürettiği pis siyaset...
Çağlayan’da bir savcı hayatını yitirdi.
Çağlayan’da bilinçleri örgüt tapıncıyla dolmuş, 20. yüzyıldan kalma siyasal şiddeti 21. yüzyıla da taşıyan, sosyalizm ülküsünü namluların ucunda arayan bir “solsapma”nın temsilciliğine soyunan DHKP-C’nin saflarında yer almayı seçmiş, öldüren ve kendileri de ölüme giden iki genç de öldü.