Defansif vesayet - ofansif vesayet
Biliyorum, biliyorum, spor yazarları gibi bir başlık attım. Ama “Hücumcu vesayet –Savunmacı vesayet” deseydim ortaya bir başka “dil salatası” çıkacaktı ve yukarıdakinden daha da lezzetsiz...
Biliyorum, biliyorum, spor yazarları gibi bir başlık attım. Ama “Hücumcu vesayet –Savunmacı vesayet” deseydim ortaya bir başka “dil salatası” çıkacaktı ve yukarıdakinden daha da lezzetsiz olacaktı...
Yani bu başlıkla idare ediverin...
Dün kaldığımız yerden devam edelim. Hani AKP’yi vesayet rejimine son verdi diye alkışlayıp, günahlarından arındırmaya çalışanların palavrasını bir yana itip “Hayır vesayet rejimine son filan verilmedi. Vesayet devam ediyor ama vasi değişti” diyen dünkü Tırmık’ın kaldığı yerden...
***
Önce “eski” vesayet rejiminden...
Eski vesayet rejiminin vasileri yani sahipleri için tek parti döneminde ciddiye alınacak bir sorun, aşılması zor bir engel yoktu.
Devletin yani vasilerin buyruklarına uyulduğu sürece yurttaş için de ciddi bir sorun çıkmıyordu. Örneğin devlet Kürtlere dönüp “Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diyor. İtiraz etmeyenlerin başına hiçbir şey gelmiyordu. Devlet Dersimlilere dönüyor, “Bundan böyle sizin oranın adı Tunceli. Ayrıca sizler de vergi verecek, askere gidecek, bir de bu vahşi yaşam tarzından vazgeçeceksiniz” diyordu. Boyun büküp “tamam” diyenler devletten gelecek belalardan uzak yaşayıp gidiyordu.
Amaaaaaaa...