Devlet Bahçeli’ye teşekkürler, çok çok teşekkürler...
Hayır, başıma tuğla filan düşmedi. Başlığı okuduğunuzda “Bu herifi ya ağustos güneşi çarpmış ya da ağustos güneşinde kafayı üşütmüş” filan...
Hayır, başıma tuğla filan düşmedi. Başlığı okuduğunuzda “Bu herifi ya ağustos güneşi çarpmış ya da ağustos güneşinde kafayı üşütmüş” filan dediyseniz fena halde yanıldınız.
Ben bilerek, düşünüp taşınarak Devlet Bahçeli nam siyasetçiye teşekkürler ediyorum. Hem de “çok çok” teşekkürler…
7 Haziran sonrasında yaşananlara bakıp Bahçeli ile dalga geçenler çıkacaktır.
“Adama CHP koalisyon teklif etti. Elinin tersiyle itip ‘Git AKP ile kur’ buyurdu. AKP koalisyon teklif etti, yine elinin tersiyle itti ‘Git CHP ile koalisyon kur’ buyurdu. Öyle öğüt filan vermiyor, sahici bir başbuğ gibi davranıyor, talimat veriyor, tebliğ ediyor: Gidin AKP - CHP koalisyonu kurun, diyor. Adam siyasetçi değil siyasi talimatmerkezi.”
Evet, böyle dalga geçenler çıkabilir.
Ama ben o habis ruhlu, kötü kalpli gazetecilerden değilim.
Bahçeli bal gibi teşekkürleri, hem de “çok çok” teşekkürleri hak etti.
***
Düşünsenize, ya Davutoğlu’nun koalisyon kurma teklifini kabul ediverseydi ve bu sabah nurtopu gibi bir “AKP- MHP hükümeti” ile uyansaydık…