Edirne’ye kadar yürümenin anlamı var mı?

Var...
Hem de çok var.
Biraz daha baştan alayım. Cumhuriyet’ten kapı yoldaşım, iyi (hatta fazla iyi) haberci Çiğdem Toker, Adalet Yürüyüşü’nde Kılıçdaroğlu’na çok kişinin merak ettiği soruyu sordu.
Ucu açık bir cevap aldı:
-Maltepe’de bitmeyecek. Devamı da olacak...
Ardından FOX TV’den İlker Karakaş soruyu daha da somutlaştırdı. Yürüyüşün HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu Edirne Cezaevi’nin önüne kadar uzayıp uzamayacağını sordu.
Cevabın ucu yine açıktı:
-Böyle bir hazırlığımız yok...

***

Belli. CHP henüz bu konuda karar vermemiş.
Belli. CHP içinde yürüyüşün İstanbul Maltepe, Silivri üstünden Edirne’de sona ermesinden yana olanlar da var, kararsızlar da var, karşı çıkanlar da var, şiddetle karşı çıkanlar da var.
Çünkü böyle bir tercihin siyasal önemi, anlamı ve sonuçları var.
CHP ittifaklarını merkez sağda, hatta onun da sağında, mesela MHP muhaliflerinde mi arayacak, yoksa tercihini sola, demokratlara mı yöneltecek.
Başka türlü soralım: CHP, Altı Ok’un “milliyetçilik” ilkesine mi vurgu yapacak, yoksa Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP olmayı mı yeğleyecek?
Akıl vermek gibi boyumu ve haddimi aşan cümleler kuracak değilim. Bu CHP’nin sorunu ve ne kadar ertelerse ertelesin er geç CHP bu siyasal yol ayrımında bir karar vermek zorunda kalacak.
Adalet Yürüyüşü sırasında CHP’nin önüne konan ve CHP dışından da pek çok kişinin merak ettiği “Yürüyüş Edirne’ye kadar uzayacak mı” sorusu aslında CHP’nin bu yol ayrımı sorununun bir yansısı. Yani bu yürüyüşün rotası ile sınırlı bir soru değil ve cevabının CHP’de uzun erimli sonuçları olacak...

***