Erdoğan’sız bir Türkiye için…
Sadece gazetelerin yazıişleri masalarında değil, meyhane masalarında da, kahvehane masalarında da, “cafe” masalarında da, eş dost sofralarında da bazen hep, bazen sık sık aynı konu konuşuluyor, aynı sorulara cevap...
Sadece gazetelerin yazıişleri masalarında değil, meyhane masalarında da, kahvehane masalarında da, “cafe” masalarında da, eş dost sofralarında da bazen hep, bazen sık sık aynı konu konuşuluyor, aynı sorulara cevap aranıyor:
- Seçim ne zaman? Seçimden nasıl bir sonuç çıkar? Ne yapılırsa Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye çıkar; ne yapılmazsa Erdoğan tepemize kazık kakar?
Göz süzüp, çok gizli bilgilere sahipmiş gibi fısıltı tonunda konuşup “Bu sonbaharda seçim var. Yüzde 90. Hatta yüzde 99. Ekonomi daha fazla batmadan Erdoğan seçim yapmak zorunda” diyen de var…
“Seçim olsa ne olur, olmasa ne olur abi? AKP fetbazları seçimi göstermelik hale getirdiler çoktan. Yani seçimin sonucu da, kazananı da şimdiden belli. Sandığa gitmek bu oyunun parçası olmak demek. Erdoğan ve tayfasına meşru olmadıklarını göstermek gerek. Sandığa gitmek aymazlıktır…” diyen de var…
“Parlamento seçimine de, Cumhurbaşkanlığı seçimine de daha vakit var. Öncelik belediye seçimlerinde. Bak arkadaş, eğer muhalefet İstanbul ve Ankara’yı alır, İzmir’i de kaptırmazsa genel seçim de, başkan seçimi de belli demektir. İstanbul’u, Ankara’yı alan Türkiye’yi alır dememişler boşuna…” deyip başkanlık tartışmasını erken bulanlar da var.
“Erdoğan aşağı indirildi mi AKP de bitti demektir. Yani hedef Erdoğan’sız bir Türkiye olmalı. Gerisi boş laf” diyen de var…
Biliyorum bu “o da var, bu da var” dizisine sizler de kolaylık beş, on daha ekleyebilirsiniz.
Ancak yine de “Er...