Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum
Dört yıl önce, Cumhuriyet’te yeniden yazmaya başladığımdaki ilk Tırmık’ın başlığı “Eyvah, yaşasın, ben yine geldim” idi. Aradan dört uzun zorlu yıl geçti. Bu...
Dört yıl önce, Cumhuriyet’te yeniden yazmaya başladığımdaki ilk Tırmık’ın başlığı “Eyvah, yaşasın, ben yine geldim” idi.
Aradan dört uzun zorlu yıl geçti. Bu Tırmık’ın başlığı da ilkine “biraz” benziyor:
Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum...
Geçen cuma günü Cumhuriyet Vakfı yeni yönetimini seçti. Yeni yönetimin benimle çalışmak istemeyeceğine eminim. Benim yeni yönetimle çalışmayacağıma ise kesinlikle eminim.
Dört yıl gibi kısa, ama kimilerimize kırk yıl kadar uzun gelen harikulade bir serüvendi. Ateşi ve ihaneti de gördük, elini taşın altına değil ateşe duraksamadan sokan kadın ve erkekler de tanıdık.
Cumhuriyet de benim için buraya kadarmış.
Giderken eli boş gitmiyorum. İkramiyemi AKP Reisi’nin elinden alıp gidiyorum: Yargıtay’da sırasını bekleyen yedi buçuk yıl...
Boşverin.
Hapishane bilmediğim yer değil. İstanbul’un bütün sivil ve askeri hapishanelerinde defalarca konuk edildim. Bir Silivri kalmıştı...
***
Yukarıda hatırlattığım dört yıl önceki ilk “Tırmık”ta şöyle yazılmıştı:
“... Başlıktaki ‘eyvah’ da, ‘yaşasın’ da benden değil. Kimlerden bilmiyorum. Kim olduklarını, ‘Eyvah’ ya da ‘Yaşasın’ diyenler zaten biliyor (.....) Sözün özü: ‘Eyvah yine geldi’ diyenlere eyvallah, ‘Yaşasın yine geldi’ diyenlere selam…”
Dört yıl sonraki bu Tırmık da benzer bir cümleyle bitsin.
“Eyvah yine gidiyor” diyenlere