İki Cevap, Bir Soru
Annemin lafıdır: Sayılı gün çabuk geçer. Geçti. İzin bitti. Tilki kürkçü dükkânına döndü. O çabuk geçen sayılı günlerde gazete okumadım, TV seyretmedim. Yine de iki soru...
Annemin lafıdır: Sayılı gün çabuk geçer. Geçti. İzin bitti. Tilki kürkçü dükkânına döndü.
O çabuk geçen sayılı günlerde gazete okumadım, TV seyretmedim. Yine de iki soru çevremde, sağımda, solumda, önümde, arkamda, sohbette ha bire döndü durdu:
Birincisi: HDP barajı aşabilir mi?
İkincisi: HDP barajı aşarsa AKP ile anlaşıp seçmenlerine kazık atar mı?
Bu sorulardan bana gına geldi. Üstelik ben yukarıya en yalın hallerini aldım. Oysa soruları dallayıp budaklayıp, olasılıklar sergileyip daha da çetrefil hale getirenler var. Dahası aslında soruya kendi çoktan cevap vermiş, sizin de “He... Ben öyle düşünüyorum” demenizi isteyenler var.
Şu sözleri o kadar çok ve sık duydum ki:
“HDP barajı aşabilir mi?.. Aşamaz? Nasıl aşsın? En az iki buçuk milyon oy artışı lazım... Yok beyim olacak iş değil... Peki öyleyse niye parti olarak giriyor?.. AKP ile işi de, pazarlığı da çoktan bağladı onlar ama seçim öncesi renk vermiyorlar...”
Bir hafta aradan sonra yeniden işbaşı yaptım ya, bari şu gına gelen iki soruya iki cevap vererek başlayayım...
***
Bir: HDP Barajı aşabilir mi?
Belli değil. 7 Haziran akşamına kadar da belli olmayacak.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin birbirini tutmayan oranlarına bakıp şimdiden bir sonuç çıkarmak aymazlık olur. Hele hele kaynağı belirsiz anket bilgilerine dayanıp HDP’nin barajı çoktan geçtiğini söylemek, aymazlıktan da öte, HDP’yi şimdiden çelmelemek olur.
Kürt olmayan seçmenler arasında aslında CHP seçmeni olup da bu seçimde HDP’ye oy vereceğini söyleyenlere