İnce ince, kalın kalın popülizm
Partisi içinde epey tanınan, geniş kitlelerce pek de tanınmayan bir politikacıydı. CHP’nin son kurultayında genel başkanlığa aday oldu ve partisi dışında da tanınan bir politikacıya dönüştü....
Partisi içinde epey tanınan, geniş kitlelerce pek de tanınmayan bir politikacıydı. CHP’nin son kurultayında genel başkanlığa aday oldu ve partisi dışında da tanınan bir politikacıya dönüştü. Kurultayda genel başkan adayı olarak konuştuğunda, Tırmık’ta “Sadece delegeler oy kullandığı için genel başkanlık yarışını kazanamadı. Eğer tribünleri dolduran partililer oy verseydi CHP’nin genel başkanı kesinlikle Muharrem İnce olurdu” diye yazıldı.
Ardından Reis’in baskın seçim tercihi onu belki de kendisinin bile beklemediği bir hızla ana muhalefet partisinin cumhurbaşkanı adaylığına taşıdı.
O günden beri de siyasal ilgilerimizin odağında Muharrem İnce var.
Adaylığı açıklandığından bu yana şaşılacak kadar geniş bir kesimde “Hah, işte AKP Reis’inin hakkından gelebilecek bir rakip çıktı ortaya” yargısı benimsenmiş gibi. Mitingleri ana akım medyada sınırlı dakikalar, hatta saniyelerle gösterilse bile alandaki kitleyi coşturma, ilgiyi sürekli diri tutma, siyasette önem taşıyan “hitabet sanatı”nda hüner sahibi olma, mizahı etkili bir silah olarak kullanabilme yetisi ile uzun süreden beri ilk kez AKP Reisi’nin seçim yoluyla alaşağı edebileceğine ilişkin umutlar ateşledi.
Keza sahici habercilik yapma yolunda alkışlanası bir iyi niyetle çaba gösteren Fox TV’de miting alanlarındaki hünerini TV ekranlarında da yineledi. Hazır cevaptı, kekelemeden, duraksamadan soruları cevapladı.
Ardından CNN’de, gazetecilikten AKP gazeteciliğine geçmiş üç meslektaşın karşısına çıktı. Öğrencilerini sözlüye kaldırmış bir öğretmen gibiydi. Tuzak soruları ustaca ters yöne çevirip kendine puanlar kazandırdı. Derslerine iyi çalışmamış, yüz mimiklerini kontrol etmekte başarısız kalan üç gazeteciyi eşekten düşmüş karpuza çevirdi....