Ne İnce, ne Uzun, parlamenter demokrasi
Önceki gün Cumhurbaşkanı (Vazgeçtim. “Cumhurbaşkanlığı” terimi hileli bir tercih, bal gibi Başkan) adayı Muharrem İnce Hatay mitinginde, seçildikten sonraki “ilk 100 gün programı”nın...
Önceki gün Cumhurbaşkanı (Vazgeçtim. “Cumhurbaşkanlığı” terimi hileli bir tercih, bal gibi Başkan) adayı Muharrem İnce Hatay mitinginde, seçildikten sonraki “ilk 100 gün programı”nın başlıklarını art arda sıraladı.
Hepsi uzun sürer. Ancak seçtiklerim de bir fikir verir:
İnce ilan etti:
OHAL’i kaldıracağım.
Merkez Bankası özerk bir yapıya kavuşacak.
Bakanlar Kurulu’nu toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde kuracağım.
Terör örgütleriyle amansız mücadele edilecek.
Hiç kimsenin telefonu dinlenmeyecek.
KHK ile işten atılanlar hakkında dava açılmışsa sonunu bekleyeceğiz. Ama KHK ile işten atılmışsa ve dava açılmamışsa hemen işine iade edilecek.
Erdoğan’ın böldüğü bütün üniversiteleri birleştireceğim.
Kapatılan askeri lise ve kurumları hemen açacağım.
Böyle sürüp gidiyor...
İyi, güzel. Sahiden de bir hukuk devletinde, sağlıklı bir demokraside bunlar yapılmalı. AKP Reis’inin yol açtığı hukuksal ve yönetsel “hasar” mümkün olduğu kadar çabuk giderilmeli.
Bu noktada bir tartışma olmasa gerek.
Ancak bir başka “noktada” tartışma zorunlu.
Bütün bunları kim yapacak?
Yayılmaya, özellikle CHP saflarında hızla yayılmaya başlamış bir “algı” var: