(Siyasal) İslam ve demokrasi
Son Tırmık’ta kaldığımız yerden sürdüreceğim. Sakın “Dolar’daki, Avro’daki fırtına kasırgaya dönüştü. Ekonomi çöküyor, sen ideolojik bir konu tutturmuşsun, ahkâm...
Son Tırmık’ta kaldığımız yerden sürdüreceğim.
Sakın “Dolar’daki, Avro’daki fırtına kasırgaya dönüştü. Ekonomi çöküyor, sen ideolojik bir konu tutturmuşsun, ahkâm kesiyorsun” diye itiraz da etmeyin, dalga da geçmeyin. Dolar indi çıktı sohbetinden sıkıldım; tartışmasını da sadece seyretmekle yetiniyorum. O konuda ciddiye alınır bir fikrim yok, çünkü bilgim yok. Yargısına bilgisine güvendiklerim ise sadece içimi karartıyor.
Aklımın erdiği şu: Bugün AKP Reisi ve tayfası ve dolarla borçlanmış olanlar harıl gürül uğraşıyor, olmayan çareler arıyorlar. Ama birkaç ay sonra canı acıyacak, hem de çok fena acıyacak olanlar biziz, biz yurttaşlarız...
Dolar inip çıkadursun, ben bir önceki Tırmık’ın sonunu getireyim.
***
Önceki Tırmık’ta “Hem İslam hem demokrasi mi; ya İslam ya demokrasi mi” diye sormuştum.
Siyasal İslamın Ortadoğu’da en “ilginç” çizgisini temsil eden AKP Reisi ve partisinin bu soruya cevabı kısa bir cümle ile özetlenebilir:
“Demokrasimsi bir İslam, İslamımsı bir demokrasi.”
Ancak temel soru, Türkiye dahil, ama Türkiye’den ibaret olmayan bir bağlam ve kapsamda cevaplanmalı:
İslam ve demokrasi bir arada varolabilir mi, yoksa birbiriyle antagonist (=uzlaşmaz) bir çelişki mi söz konusu?
İslam dünyasında inançlı (ya da inançsız) aydınlarca uzun süredir tartışılan ve tartışılması henüz herkesi doyuracak bir cevap bulamadan süren bir sorudan söz ediyorum.
Kuşkusuz bir gazete yazısı bu yakıcı soruyu cevaplayamaz. Kaldı ki kişisel...