Tercih tuzağı: Kolera mı veba mı?
AKP’den nefret eden, onun Reisi’ni günahları kadar sevmeyenler günlerdir el oğuşturuyorlar. Bizim meslekten olanlar köşelerinde, köşesi olmayanlar sosyal medyanın bataklık kesimlerinde klavyeye yumulmuş...
AKP’den nefret eden, onun Reisi’ni günahları kadar sevmeyenler günlerdir el oğuşturuyorlar. Bizim meslekten olanlar köşelerinde, köşesi olmayanlar sosyal medyanın bataklık kesimlerinde klavyeye yumulmuş döktürüyorlar. Kahve sohbetlerinden farksız bir üslupla döktürüyorlar hem de:
- Ne biçim posta koydu ama Amerika. Önce Başkan’ın yardımcısı, ardından Başkan’ın kendisi... Haydi bakalım, sıkıysa bırakmayın Amerikan papazını...
- Yav yeni değil ki bu. Eski Alaman başbakanı Schröder birader geldi, Deniz Yücel’i çekip çıkardı mapus damından, sonra da ver elini Almanya oldu Deniz Yücel.
- Ya Macron... Fransızların başkanı Macron da “Bırakın lan bizim fotoğrafçı Mathias Depardon’u. Yoksa ne silah, ne kredi size” deyince yelken suya indi, fotoğrafçı da uçağa bindi...
- Büyükada gözaltılarını, ardından tutuklanmaları unutmayın. Haklarında nasıl da dehşet casusluk hikâyeleri anlatıldı. Hem de AKP Reisi’nin ağzından. Sonra ne oldu? Schröder birader yeniden devreye girdi. Alaman olanlar serbest. Bereket onlar sayesinde bizim TC yurttaşları da serbest...
Nedir bu şimdi?
On binlerce (eğer yüz binlerce değilse) “TC Yurttaşı” Türk’üyle, Kürt’üyle yurdum hapishanelerinde volta atıyor, salt AKP Reisi tükürdüğünü yaladı, AKP’nin siyasetçisi ile, medyası ile “yargı bağımsızdır” fetvaları verenler mosmor oldu diye bu sevinmekler nasıl utanılası bir aymazlıktır?
***
Bir de tersinden bakalım.
...