Bir felâket bin nasihat
Maraş Ağıdı’nı deprem sonrasında Kahramanmaraş’ın acı görüntüleri eşliğinde çokça dinledik: “Maraş Maraş derler, bu nasıl Maraş / Al kızıl kan içinde can veren...
Maraş Ağıdı’nı deprem sonrasında Kahramanmaraş’ın acı görüntüleri eşliğinde çokça dinledik: “Maraş Maraş derler, bu nasıl Maraş / Al kızıl kan içinde can veren gardaş / Ufak taşınan bina yapılmaz / Bir ben ölmeyinen Maraş yıkılmaz…”
Belki yine bir deprem sonrası söylendi bu yüreklere dokunan ağıt. Acının, çaresizliğin, garipliğin yanında küçük bir itiraz da var: “Ufak taşınan binan yapılmaz.”
Ersin Çelik ve İsmail Kılıçarslan’la her hafta Tv Net’te yaptığımız Siyaseten programını bu hafta Kahramanmaraş’a yukardan bakan Şairler Tepesi’nde gerçekleştirdik. Şehri bir bütün halinde izlerken, ağıt da kulaklarımızda çınlıyordu.
Şehirlerimiz çirkin, plansız büyüyor. Toprak aşkı, beton sevdası, imar rantından sağlanan yüklü miktardaki haksız kazanç iştahı şehirlerimizi mahvediyor. Şehirlerimiz çirkinleştikçe insanımız çirkinleşiyor; çirkin insanlar daha çirkin şehirler inşa ediyorlar ve bu kısır döngü ülkemizi, milletimizi tehdit ediyor.
Türkiye’nin bir beka meselesi varsa, o da çirkinleşen şehirlerimizdir. Çirkin şehirlerden güzel nesiller yetişmez.
Deprem bize sadece...