Harbiyeli aldanır
https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/tracYaz aylarını genellikle kısa seyahatler, uzun ev zamanı olarak geçiriyorum. Edebî kalemim güneş enerjisi ile çalışan bir panel gibi. İkindi güneşini...
Yaz aylarını genellikle kısa seyahatler, uzun ev zamanı olarak geçiriyorum. Edebî kalemim güneş enerjisi ile çalışan bir panel gibi. İkindi güneşini, bildiğim bir mekânda idrak etmeyi seviyorum. Sonbahar biterken ister istemez düşüncenin, dolayısıyla yazının pusulası, gündelik hayatın distopik maceraya doğru sürüklenen yapısına teslim oluyor.
Yaz aylarında hayat-memat dengesi daha çok hayat üzerinden akarken sonbaharla birlikte memat meselesinin gezegeni ele geçiren “korku”lu yapısı öne çıkıyor.
Eylül bitti, ekim bitti. Kasım bitti. Eylül kasımpatılarla gitti. Sonbaharın şenlikli çiçeği. Çocukluğumda sahiden kasım ayında açardı. Her 10 Kasım günü, “Çiçek getirin!” diyen öğretmenlerin isteği, renk renk kasımpatılarla karşılanırdı.
Tıpkı sebze ve meyveler gibi, her şey gibi, çiçekler de her an “burada” olduğu için artık ayları çiçekler üzerinden takip edemiyorum. Bir Üsküdar akşamında, aylardan ağustos olduğu halde koca bir demet kasımpatı ile karşılanınca şaşırmıştım.
Bütün hayatım boyunca güz mevsimini sevdim, gençliğimde başka türlü sevdim şimdi başka türlü seviyorum, diyecektim. 2019’un güzünden bu yana her güz bir öncekini aratarak geldi.