Muhalefet ve hitabet
Belagat, yani güzel ve etkili hitabet, Türkiye’de siyasal iletişimin hala en mühim aracı. İyi konuşabilen siyasetçi yarışta mutlaka birkaç adım öne çıkıyor. Recep Tayyip Erdoğan, icraatları kadar...
Belagat, yani güzel ve etkili hitabet, Türkiye’de siyasal iletişimin hala en mühim aracı. İyi konuşabilen siyasetçi yarışta mutlaka birkaç adım öne çıkıyor. Recep Tayyip Erdoğan, icraatları kadar milletle gönül irtibatı kurabilen belagatiyle rakiplerine açık ara fark atıyor. Pekiyi muhalefet temsilcilerinin belagati nasıl? Meşakkatli oldu ancak muhalefet temsilcilerinin konuşmalarını dinleyerek kısa değerlendirmeler yaptık. Buyurunuz:
Kemal Kılıçdaroğlu: 22 Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanı olarak kürsüye çıktığında konuşması tam bir faciaydı. Aradan geçen 8 yılda hitabeti ilerleme kaydetmiş olsa da hala facia. Konuşma metinleri okumaktan ısrarla kaçınıyor ve bu nedenle de hem çok gaf yapıyor, hem de kendisini çok tekrar ediyor. Hitabette tekrar iyidir ama Kılıçdaroğlu’nun tekrarlarında istikrar bulunmuyor. Konuşma notları kullansa da ekibi yeni, dikkat çeken, dinleten malzeme üretemiyor. Hitabetiyle el hareketleri arasında ciddi uyumsuzluk var. İddialarının altını dolduramadığı için sözünün ağırlığını azaltıyor.
Muharrem İnce: CHP’de öne çıkmasının, CHP Genel Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığına aday olmasının yegane sebebi belagati. Zaten belagati dışında bilinen bir siyasi başarısı da yok. Ayda bir güzel konuşmak mümkündür ancak Cumhurbaşkanlığı adaylığı vesilesiyle günde birkaç kez konuşarak belagatteki sihrini de hızla kaybediyor. Konuşmalarında çok belirgin şekilde Erdoğan’ı taklit ediyor. Ne var ki kötü şiir okuyor. Konuşmalarında giriş-gelişme-sonuç yok, insicam yok. Muhteva ise gittikçe boşalıyor. Kötü espriler yapıyor. Gereksiz yere sesini yükseltiyor ve daha şimdiden sesi kısıldı. Dinleyiciyle diyalogları yapay. Kendisini dinletemiyor, ilgi çekemiyor...