Sarı Kosor
Tacikistan’dayız. Çin, Afganistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasında sıkışmış bu güzel ülke büyük bir kalkınma mücadelesi veriyor. Yüzde 90’ı dağlardan oluşan Tacikistan...
Tacikistan’dayız. Çin, Afganistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasında sıkışmış bu güzel ülke büyük bir kalkınma mücadelesi veriyor. Yüzde 90’ı dağlardan oluşan Tacikistan, dünyanın su kaynakları en bol ülkelerinden biri. Doğalgaz ve petrol rezervleri, çalışkan insanları, çatışmalı bir bölgedeki istikrarlı ve güvenli yapısıyla Tacikistan istikbal vadediyor.
Mevlana Celaleddin Rumi (Belhi) Tacik kökenliydi. Eserlerini de “Tacikçe” yazmıştı. Tacikler ile İranlılar aynı kökten geliyor, aynı dili konuşuyorlar. Ama İran’ın aksine Taciklerin neredeyse tamamı Sünni.
Başkent Duşanbe (pazartesi anlamına geliyor) Sovyet işgali sırasında, bölgedeki tüm başkentler gibi geniş bulvarlarla, devasa yapılarla donatılmış. İçinden dereler geçen yeşil şehir sakinlerine de misafirlerine de huzur veriyor.
Tacikistan’a, Duşanbe’ye gelmişken, ziyaret etmeden dönemeyeceğimiz bir kabir var.
Sabah sırt çantalarımızı alıp yola çıkıyoruz. Önce Dangara şehri, ardından Belcivan’a ulaşıyoruz. Belcivan’dan arazi araçlarına binip, bir buçuk saat boyunca, nehir yataklarından, tozlu yollardan, yol değil iz bile olmayan dağlardan geçerek bir zirveye ulaşıyoruz. Yol bitti, buradan sonrasını yürüyeceğiz. Pamir Dağları’nın uzantısı dağ ve ormanlarda, kah uçurumların kenarından geçerek, kah ormanda ilerleyerek, kah kayalardan tırmanarak saatlerce yürüyoruz. Hava kararıyor. Rehberimiz, “İşte geldik, burası” diyor.
Yaşlı bir çınarın altında 3 kabir var. Zorlu bir yolculuğun ardından, Ab-ı Derya Köyü yakınlarındaki Çegan Tepesi’nde, etrafı duvarla çevrilmiş bir şehitlikte, Enver Paşa’nın ilk istirahatgâhını ve Devletmend Bey ile diğer şehidin kabirlerini selamlıyoruz.