Su ve benzin
Görgü tanığı anlatmıştı: 90’larda Van’ın Bahçesaray ilçesi kırsalında iki terörist etkisiz hale getirilir. Teröristlerin cesetleri bir aracın arkasına bağlanır. Araç ilçenin...
Görgü tanığı anlatmıştı: 90’larda Van’ın Bahçesaray ilçesi kırsalında iki terörist etkisiz hale getirilir. Teröristlerin cesetleri bir aracın arkasına bağlanır. Araç ilçenin ana caddesinde cesetleri sürükleyerek defalarca tur atar. Bana bu olayı anlatan, AK Parti’de milletvekilliği de yapmış görgü tanığı, “Bahçesaray terör örgütüne mesafeliydi, o günden, o manzaradan sonra maalesef sempati arttı” demişti.
80’lerin başında meşhur Diyarbakır Cezaevi’nin çocuk koğuşunda işkence görmüş değerli gazeteci dostumuz Abdürrahim Semavi anlatmıştı: “Cezaevinden çıkışımda babam karşıladı. Mütedeyyin, beş vakit namazında bir adamdı babam. Sarıldık. Kulağıma eğildi, ‘dağa mı?’ diye sordu. ‘Hayır. Okula’ dedim. Babam çok şaşırdı.”
Onlarca, yüzlerce örnek var.
Cesede ya da küçük bir çocuğa bu muameleleri yapan devlet adamının vatansever olduğuna şüphe yok. Şöyle düşünüyor: Devletin gücünü göstermeliyim. Korkutmalıyım. Çekiçle, balyozla, hatta silindirle başını, gövdesini ezmeliyim. Korkarsa itaat eder. Terörist cesetlerinin sürüklendiğini görürse, işkencenin acısını hissederse ibret alır; dağa çıkmaz, dağdakine yardım etmez, sempati göstermez. Devletin büyüklüğünü görür ve...